Ağır bakımdan hayata ‘mucize’ dönüş
Ankara Mamak ilçesinde ailesiyle birlikte yaşayan elektrik teknisyeni Burak Kaan Öz, Covid-19 aşısı olan anne ve babasının ‘aşı ol’ ısrarına rağmen ‘ben gencim, bana bir şey olmaz’ diyerek aşı olmadı. Burak Kaan Öz (31), temmuz ayının başında gelişen tat ve koku kaybının ardından yüksek ateşinin de çıkmasıyla 10 Temmuz’da Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi Zekai Tahir Burak ek binasına başvurdu. Burak Kaan Öz, PCR testinin olumlu çıkması üzerine hastanede tedaviye alındı. Bir haftanın akabinde göğüs ağrısı ve oksijen yetersizliği şikayeti artan Öz, birebir hastanenin merkez binasında bulunan ve kritik hastaların yer aldığı 3’üncü basamak Covid-19 Ağır Bakım Servisi’ne alındı ve akciğer işlevlerini gerçekleştiremeyecek duruma gelince entübe edildi. Öz, 38 günü yapay akciğer aygıtına (ECMO) bağlı yaklaşık 3 ay süren tedaviyle mucizevi bir biçimde hayata tutundu.
‘ÖLÜMLE KALIM ARASINDA’
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Zekai Tahir Burak ek binasındaki Covid-19 Ağır Bakım Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Ayşe Özcan, Burak Kaan Öz’ün, ek hastalığı olmamasına karşın hastalığının hayli süratli ilerlediğini söyleyerek, “Ateşi ve şikayetleri daha da artınca 3’üncü basamak ağır bakıma aldık. 15 günün sonunda Burak artık akciğer işlevlerini gerçekleştiremeyecek durumdaydı. Çabucak entübe ettik. Yapay teneffüs aygıtı ile gerekli olan tüm teneffüs takviyesini yaptık; fakat 15 günün sonunda karbondioksit ve oksijen değişimlerini sağlayamayan akciğere yapacak tek şeyimiz kalmıştı; yapay akciğer aygıtına geçmek. Bu hastalarda bu bizim son tercihimiz, ‘son basamak’ diyebilirim. Vefatla kalım içindeki bir hastadan bahsediyoruz. Genç ve sağlıklı; lakin 15 gün ortasında epey ağırlaşmış bir hastaydı. Hastamızı ECMO aygıtına bağladık. 38 gün boyunca da ECMO’da takip ettik” dedi.
‘BİZİM İÇİN MUCİZEYDİ’
bu vakitte hastada böbrek yetmezliği de geliştiği için yapay akciğer tedavisi ile devam ettiklerini anlatan Prof. Dr. Özcan, “Tüm tedavilerimizi yapmamızın akabinde Burak’ın akciğeri 38 günün sonunda artık ‘yapay akciğere gereksinimim yok’ dedi ve biz ayırmaya karar verdik. Akabinde yapay teneffüs aletinden da ayırdık. Ve son olarak nefes borusuna tüp yerleştirmek için açtığımız deliği de kapattık. Hastamız şu anda oda ortamında nefesini çok rahat alıyor. Önümüzdeki günlerde de fizik tedaviye başlanacak. Burak’ı yapay akciğerden ayırdığımız gün bizim için bir mucizeydi. Her gün ‘Hastayı kaybedecek miyiz’ korkusunu yaşayarak başına geldik. Lakin genel durumu her gün biraz daha güzele gitgide biz de biraz daha ümitlendik. Sonuç olarak kliniğimiz için bir memnunluk ve gurur kaynağı, bizim için de mucize bir sonu oldu” diye konuştu.
‘ÖLÜMDEN DÖNDÜM’
Sıhhat durumu her geçen gün uyguna giden Burak Kaan Öz, ağır bakımda entübe biçimde çekilen fotoğrafına bakarak hayatta olduğuna şükretti. DHA’ya konuşan ve fazlaca sıkıntı bir müddetç geçirdiğini belirten Öz, “Yoğun bakımda vakit zaman kendime geldiğim anlarda öteki koronavirüs hadiselerinin geldiğini hatırlıyorum. Oksijen aygıtına bağlandıkları biçimde nitekim de 30-40 yaşlarında beşerler en çok 2-3 gün yaşıyorlardı. O insanları görüp aşı olmadığım için her gün bin sefer pişman oldum. Nefes alamıyordum. Oksijen yetersizliği niçiniyle şuurumu kaybetmişim. Talih bu; hatta talih bile değil mucize yapıtı vefattan döndüm. Doktorlarımın üstün muvaffakiyet ve çabalarından dolayı hayata döndüm. Ben kendime ‘onların başarısı’ diyorum. Hakikaten de özveri ile yaptıkları işleri yardımıyla ben artık hayattayım. 10 Eylül’de kendime gelmeye başladığımı hatırlıyorum. 3 aydır hastanedeyim. Ailemi epey özledim. Anne, baba sizleri epey seviyorum; siz bana epey söylemiş olduniz ‘aşı ol’ diye ve ben olmadığım için hayli pişmanım” tabirlerini kullandı.
‘KEŞKE AŞI OLSAYDIM’
Aşı davetinde bulunan Öz, “‘Ben gencim, bana bir şey olmaz’ dedim. Etrafıma baktım. İnsanlardan duyduklarıma güvendim. Ancak kusur etmişim. Artık hayli pişmanım. ‘Keşke aşı olsaydım’ diyorum. Buradan çıktıktan daha sonra çabucak aşı olmak istiyorum. Katiyen aşı olmalısınız. Aşı olmak için harcayacağınız 10 dakika size bir ömür kazandıracak. Lütfen aşı olun. ‘Gencim, bana bir şey olmaz’ demeyin. Aşı olun; hem kendinizi hem ailenizi birebir vakitte devleti ve milleti koruyun” dedi.
Ankara Mamak ilçesinde ailesiyle birlikte yaşayan elektrik teknisyeni Burak Kaan Öz, Covid-19 aşısı olan anne ve babasının ‘aşı ol’ ısrarına rağmen ‘ben gencim, bana bir şey olmaz’ diyerek aşı olmadı. Burak Kaan Öz (31), temmuz ayının başında gelişen tat ve koku kaybının ardından yüksek ateşinin de çıkmasıyla 10 Temmuz’da Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi Zekai Tahir Burak ek binasına başvurdu. Burak Kaan Öz, PCR testinin olumlu çıkması üzerine hastanede tedaviye alındı. Bir haftanın akabinde göğüs ağrısı ve oksijen yetersizliği şikayeti artan Öz, birebir hastanenin merkez binasında bulunan ve kritik hastaların yer aldığı 3’üncü basamak Covid-19 Ağır Bakım Servisi’ne alındı ve akciğer işlevlerini gerçekleştiremeyecek duruma gelince entübe edildi. Öz, 38 günü yapay akciğer aygıtına (ECMO) bağlı yaklaşık 3 ay süren tedaviyle mucizevi bir biçimde hayata tutundu.
‘ÖLÜMLE KALIM ARASINDA’
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Zekai Tahir Burak ek binasındaki Covid-19 Ağır Bakım Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Ayşe Özcan, Burak Kaan Öz’ün, ek hastalığı olmamasına karşın hastalığının hayli süratli ilerlediğini söyleyerek, “Ateşi ve şikayetleri daha da artınca 3’üncü basamak ağır bakıma aldık. 15 günün sonunda Burak artık akciğer işlevlerini gerçekleştiremeyecek durumdaydı. Çabucak entübe ettik. Yapay teneffüs aygıtı ile gerekli olan tüm teneffüs takviyesini yaptık; fakat 15 günün sonunda karbondioksit ve oksijen değişimlerini sağlayamayan akciğere yapacak tek şeyimiz kalmıştı; yapay akciğer aygıtına geçmek. Bu hastalarda bu bizim son tercihimiz, ‘son basamak’ diyebilirim. Vefatla kalım içindeki bir hastadan bahsediyoruz. Genç ve sağlıklı; lakin 15 gün ortasında epey ağırlaşmış bir hastaydı. Hastamızı ECMO aygıtına bağladık. 38 gün boyunca da ECMO’da takip ettik” dedi.
‘BİZİM İÇİN MUCİZEYDİ’
bu vakitte hastada böbrek yetmezliği de geliştiği için yapay akciğer tedavisi ile devam ettiklerini anlatan Prof. Dr. Özcan, “Tüm tedavilerimizi yapmamızın akabinde Burak’ın akciğeri 38 günün sonunda artık ‘yapay akciğere gereksinimim yok’ dedi ve biz ayırmaya karar verdik. Akabinde yapay teneffüs aletinden da ayırdık. Ve son olarak nefes borusuna tüp yerleştirmek için açtığımız deliği de kapattık. Hastamız şu anda oda ortamında nefesini çok rahat alıyor. Önümüzdeki günlerde de fizik tedaviye başlanacak. Burak’ı yapay akciğerden ayırdığımız gün bizim için bir mucizeydi. Her gün ‘Hastayı kaybedecek miyiz’ korkusunu yaşayarak başına geldik. Lakin genel durumu her gün biraz daha güzele gitgide biz de biraz daha ümitlendik. Sonuç olarak kliniğimiz için bir memnunluk ve gurur kaynağı, bizim için de mucize bir sonu oldu” diye konuştu.
‘ÖLÜMDEN DÖNDÜM’
Sıhhat durumu her geçen gün uyguna giden Burak Kaan Öz, ağır bakımda entübe biçimde çekilen fotoğrafına bakarak hayatta olduğuna şükretti. DHA’ya konuşan ve fazlaca sıkıntı bir müddetç geçirdiğini belirten Öz, “Yoğun bakımda vakit zaman kendime geldiğim anlarda öteki koronavirüs hadiselerinin geldiğini hatırlıyorum. Oksijen aygıtına bağlandıkları biçimde nitekim de 30-40 yaşlarında beşerler en çok 2-3 gün yaşıyorlardı. O insanları görüp aşı olmadığım için her gün bin sefer pişman oldum. Nefes alamıyordum. Oksijen yetersizliği niçiniyle şuurumu kaybetmişim. Talih bu; hatta talih bile değil mucize yapıtı vefattan döndüm. Doktorlarımın üstün muvaffakiyet ve çabalarından dolayı hayata döndüm. Ben kendime ‘onların başarısı’ diyorum. Hakikaten de özveri ile yaptıkları işleri yardımıyla ben artık hayattayım. 10 Eylül’de kendime gelmeye başladığımı hatırlıyorum. 3 aydır hastanedeyim. Ailemi epey özledim. Anne, baba sizleri epey seviyorum; siz bana epey söylemiş olduniz ‘aşı ol’ diye ve ben olmadığım için hayli pişmanım” tabirlerini kullandı.
‘KEŞKE AŞI OLSAYDIM’
Aşı davetinde bulunan Öz, “‘Ben gencim, bana bir şey olmaz’ dedim. Etrafıma baktım. İnsanlardan duyduklarıma güvendim. Ancak kusur etmişim. Artık hayli pişmanım. ‘Keşke aşı olsaydım’ diyorum. Buradan çıktıktan daha sonra çabucak aşı olmak istiyorum. Katiyen aşı olmalısınız. Aşı olmak için harcayacağınız 10 dakika size bir ömür kazandıracak. Lütfen aşı olun. ‘Gencim, bana bir şey olmaz’ demeyin. Aşı olun; hem kendinizi hem ailenizi birebir vakitte devleti ve milleti koruyun” dedi.