‘Avladıklarımız tıbbın fazlası, devlete para kazandırıyoruz’
ÇİĞDEM YILMAZ İstanbul – Avcılık ve av ihalelerine yönelik reaksiyonlar artarak sürüyor. Hayvanların avlanmasına karşı çıkanlar, avcılığın kesin olarak yasaklanmasını istese de avcılar aksini düşünüyor. Türkiye’de avlanılmasına müsaade verilen yaban hayvanlarının tıp ve sayılarını Tarım ve Orman Bakanlığı belirliyor. Bakanlığa bağlı Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü, avlanacak tipleri ve avlanma müddetlerini kamuoyuna duyuruyor. Belirlenen bu tiplerin kimileri fiyatsız avlanırken, fiyatlı avlanacak çeşitler içinse her yıl ihale yapılıyor. Bu hayvanlar, av turizmi altında acenteler aracılığıyla öldürülüyor. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen avcılar da, acentalara parasını ödeyerek yaban hayvanlarını vuruyor.
Kamuoyunun reaksiyonuna niye olan bu uygulama, biroldukca savunmasız canlının katliyle sonuçlanıyor. Tabiat ve Hayvan Hakları Aktivistleri de, avcılığın ve av turizminin yasaklanmasını istiyor. Lakin bugün görüşlerine yer verdiğimiz av savunucuları ise, silahlarıyla tabiattaki dengeyi sağladıkları görüşünde.
‘Popülasyonu bozuyor’
Tarım ve Orman Bakanlığı Tabiat Müdafaa ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü’ndeki bir yetkiliye, yaban hayvanlarının niye avlandığını sorduk. “Bizler üreme yetisini yitirmiş yetişkin bireylerin avlanmasına müsaade veriyoruz ve bu hayvanlar için ihale açıyoruz. Zira yaşlı ve üreme yetisini kaybetmiş bireylerin alanda olması, öbür bireylerin üremesini de engelliyor. Yetişkin bireyler alandaki popülasyon istikrarını bozuyor. Alanda hayvan popülasyonu kapasiteyi aşarsa da av müsaadesi veriliyor. Diyelim ki bir alanda en çok 3 hayvan barınabilir. Lakin 5 tane var. İkisinin alandan çıkartılması kural. Yoksa alanda bulunan yiyecekte kalmaz. bu biçimde olunca bu defa hepsi ölecek. Dengeyi sağlamak gerekiyor” diyen yetkili, öldürülecek hayvan çeşitleri ve sayılarına da bilimsel bir alt yapıyla karar verildiğini söylemiş oldu.
‘Kota aşana ceza’
Altınova Avcılık Ve Atıcılık Spor Kulübü Derneği Lideri avcı Salih Çamur da şunları anlattı: “Devlet bu işte para kazanıyor. Biz öldürmesek bile muhakkak bir süre bu hayvanlar kendisi ölecek. Bir de avlanmak yalnızca Türkiye’de olan bir şey değil, dünyanın biroldukça yerinde avcılık var. İktisada de katkısı fazlaca fazla. Avcılık bir kültürdür, hayat stilidir. Fakat Türkiye’de ne hikmetse hayvanı avlayınca katil muamelesi görüyorsun. Bizler devlet tarafınca onaylanmış yasal avcılarız. Her yıl devlete avlanma bedeli ödüyoruz.
Avcılığın da muhakkak kuralları var. Eline tüfeğini alana herkes ‘Ben avcıyım’ diyemez. Evvel kursa gidip avcılık sertifikası alıyoruz ve tüfek için de isimli sicil kaydı ve sıhhat raporu. Bu belgeyi alırken de devlete para ödüyoruz. Ava çıkarken de başımıza nazaran çıkmıyoruz. Belirlen bir kota var ve o kota doğrultusunda avımızı yapıyoruz. Diyelim ki X avlak yeri için size 6 kotalık kuş avlanacağı söylendiyse, 6 tane avlıyorsunuz. Gittiğiniz avlak bölgelerinde Tabiat Müdafaa Ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü çalışanları de oluyor. Şayet kotadan fazla bir avlamışsanız ceza var. İki kez birebir cürümden ceza yemeniz durumunda da avcılık evrakınız iptal ediliyor.
‘İhaleyle alıyoruz’
Outdoor Travel sahibi Sırali Aydın: “Doğa Muhafaza ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü her yıl avlanacak hayvanlar için ihale açıyor. Bu ihaleye acenteler katılıyor. Diyelim ki, boyunlu bir tekeyi 30 bin TL’ye ihaleye açıyor. Acentelerden hangisi en çok parayı verirse o tekeyi vurdurma hakkına sahip oluyor. Örneğin 40 bin TL’ye devlete verip, o tekeyi aldım. Tekeyi aldıktan daha sonra platformlarda bu tekeyi aldığımı duyuyorum ve ‘şu fiyata sana bu tekeyi vurdururum’ diyorum. Taleplerin birçok yurtharicinden geliyor. Av güçlü insanların yaptığı bir şey. Yurtharicinden av için geldikten daha sonra da devlet vurmak için muhakkak bir süre tanıyor. Diyelim bir hayvan için belirlenen fiyat 70 bin TL fakat vurulmazsa 40 bin TL alıyoruz. Bu müddet içerisinde avcıların yanında kesinlikle bir tane mihmandar oluyor. Bu mihmandar da Tabiat Muhafaza Ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü çalışanı. Şayet yanlış bir hayvan vurulması durumunda da hatalı mihmandardır. Hem firma ağır ceza ödüyor tıpkı vakitte avcı ceza ödüyor.”
‘Sabıkası olan ruhsat alamaz’
Ordu Avcılık Yaban hayatı ve Avcılar Federasyonu Karadeniz Bölge Lideri Serhat Çelebioğlu: “Eğitimini verdiğiniz, eğitimle yaptırdığınız ve en ağır cezalara maruz bırakılan bir kitleye katil diyorsunuz. Fakat katil söylemiş olduğiniz bu kitlenin hiç birinin sabıkası yok. Vergi borcu ya da sabıkası olan tek bir kişi avcılık ruhsatı alamaz. Merkez Av Kurulu her yıl toplanır. Her yıl sayım yapılır ve bu sayımlar kararında hangi çeşitlerin fazlası avlatılır. Zira üreyen çok bir çeşit öteki cinsin üzerinde baskı yapar ya da üremeyi durdurur. Lakin bunlar bilinmiyor. Bizim de en büyük problemimiz kaçak avcılık. ‘Paramı yatırdım gidip şurada keçi ya da geyik avlayayım’ diye bir şey yok. Avcının yanında Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü’nden bakılırsavli işçi, mihmandar oluyor ve heyetle bir arada avlanıyor. Orada da erişkin dediğimiz birey avlanıyor. Yetişkin birey katımdan düşmüştür, çiftleşemez ve genç bireyleri yanına yaklaştırmaz, dövüşken ve hırslı olur. Genç bireyleri öldürecek kadar kuvvetlidür. Dolasıyla çiftleşmeyi, çoğalmayı pürüzler. Karaca, teke, geyik üzere çeşitleri avlamak için daha epeyce yurtharicinden geliyorlar ve ülke iktisadına de önemli katkıları var. Biz tabiatın istikrarını sağlıyoruz.”
YARIN: Tabiat ve Hayvan Hakları Aktivistleri ne diyor? ‘Yaban hayatını yok ediyorlar’ ‘Avcılık ekosisteme ziyan veriyor’
ÇİĞDEM YILMAZ İstanbul – Avcılık ve av ihalelerine yönelik reaksiyonlar artarak sürüyor. Hayvanların avlanmasına karşı çıkanlar, avcılığın kesin olarak yasaklanmasını istese de avcılar aksini düşünüyor. Türkiye’de avlanılmasına müsaade verilen yaban hayvanlarının tıp ve sayılarını Tarım ve Orman Bakanlığı belirliyor. Bakanlığa bağlı Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü, avlanacak tipleri ve avlanma müddetlerini kamuoyuna duyuruyor. Belirlenen bu tiplerin kimileri fiyatsız avlanırken, fiyatlı avlanacak çeşitler içinse her yıl ihale yapılıyor. Bu hayvanlar, av turizmi altında acenteler aracılığıyla öldürülüyor. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen avcılar da, acentalara parasını ödeyerek yaban hayvanlarını vuruyor.
Kamuoyunun reaksiyonuna niye olan bu uygulama, biroldukca savunmasız canlının katliyle sonuçlanıyor. Tabiat ve Hayvan Hakları Aktivistleri de, avcılığın ve av turizminin yasaklanmasını istiyor. Lakin bugün görüşlerine yer verdiğimiz av savunucuları ise, silahlarıyla tabiattaki dengeyi sağladıkları görüşünde.
‘Popülasyonu bozuyor’
Tarım ve Orman Bakanlığı Tabiat Müdafaa ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü’ndeki bir yetkiliye, yaban hayvanlarının niye avlandığını sorduk. “Bizler üreme yetisini yitirmiş yetişkin bireylerin avlanmasına müsaade veriyoruz ve bu hayvanlar için ihale açıyoruz. Zira yaşlı ve üreme yetisini kaybetmiş bireylerin alanda olması, öbür bireylerin üremesini de engelliyor. Yetişkin bireyler alandaki popülasyon istikrarını bozuyor. Alanda hayvan popülasyonu kapasiteyi aşarsa da av müsaadesi veriliyor. Diyelim ki bir alanda en çok 3 hayvan barınabilir. Lakin 5 tane var. İkisinin alandan çıkartılması kural. Yoksa alanda bulunan yiyecekte kalmaz. bu biçimde olunca bu defa hepsi ölecek. Dengeyi sağlamak gerekiyor” diyen yetkili, öldürülecek hayvan çeşitleri ve sayılarına da bilimsel bir alt yapıyla karar verildiğini söylemiş oldu.
‘Kota aşana ceza’
Altınova Avcılık Ve Atıcılık Spor Kulübü Derneği Lideri avcı Salih Çamur da şunları anlattı: “Devlet bu işte para kazanıyor. Biz öldürmesek bile muhakkak bir süre bu hayvanlar kendisi ölecek. Bir de avlanmak yalnızca Türkiye’de olan bir şey değil, dünyanın biroldukça yerinde avcılık var. İktisada de katkısı fazlaca fazla. Avcılık bir kültürdür, hayat stilidir. Fakat Türkiye’de ne hikmetse hayvanı avlayınca katil muamelesi görüyorsun. Bizler devlet tarafınca onaylanmış yasal avcılarız. Her yıl devlete avlanma bedeli ödüyoruz.
Avcılığın da muhakkak kuralları var. Eline tüfeğini alana herkes ‘Ben avcıyım’ diyemez. Evvel kursa gidip avcılık sertifikası alıyoruz ve tüfek için de isimli sicil kaydı ve sıhhat raporu. Bu belgeyi alırken de devlete para ödüyoruz. Ava çıkarken de başımıza nazaran çıkmıyoruz. Belirlen bir kota var ve o kota doğrultusunda avımızı yapıyoruz. Diyelim ki X avlak yeri için size 6 kotalık kuş avlanacağı söylendiyse, 6 tane avlıyorsunuz. Gittiğiniz avlak bölgelerinde Tabiat Müdafaa Ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü çalışanları de oluyor. Şayet kotadan fazla bir avlamışsanız ceza var. İki kez birebir cürümden ceza yemeniz durumunda da avcılık evrakınız iptal ediliyor.
‘İhaleyle alıyoruz’
Outdoor Travel sahibi Sırali Aydın: “Doğa Muhafaza ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü her yıl avlanacak hayvanlar için ihale açıyor. Bu ihaleye acenteler katılıyor. Diyelim ki, boyunlu bir tekeyi 30 bin TL’ye ihaleye açıyor. Acentelerden hangisi en çok parayı verirse o tekeyi vurdurma hakkına sahip oluyor. Örneğin 40 bin TL’ye devlete verip, o tekeyi aldım. Tekeyi aldıktan daha sonra platformlarda bu tekeyi aldığımı duyuyorum ve ‘şu fiyata sana bu tekeyi vurdururum’ diyorum. Taleplerin birçok yurtharicinden geliyor. Av güçlü insanların yaptığı bir şey. Yurtharicinden av için geldikten daha sonra da devlet vurmak için muhakkak bir süre tanıyor. Diyelim bir hayvan için belirlenen fiyat 70 bin TL fakat vurulmazsa 40 bin TL alıyoruz. Bu müddet içerisinde avcıların yanında kesinlikle bir tane mihmandar oluyor. Bu mihmandar da Tabiat Muhafaza Ve Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü çalışanı. Şayet yanlış bir hayvan vurulması durumunda da hatalı mihmandardır. Hem firma ağır ceza ödüyor tıpkı vakitte avcı ceza ödüyor.”
‘Sabıkası olan ruhsat alamaz’
Ordu Avcılık Yaban hayatı ve Avcılar Federasyonu Karadeniz Bölge Lideri Serhat Çelebioğlu: “Eğitimini verdiğiniz, eğitimle yaptırdığınız ve en ağır cezalara maruz bırakılan bir kitleye katil diyorsunuz. Fakat katil söylemiş olduğiniz bu kitlenin hiç birinin sabıkası yok. Vergi borcu ya da sabıkası olan tek bir kişi avcılık ruhsatı alamaz. Merkez Av Kurulu her yıl toplanır. Her yıl sayım yapılır ve bu sayımlar kararında hangi çeşitlerin fazlası avlatılır. Zira üreyen çok bir çeşit öteki cinsin üzerinde baskı yapar ya da üremeyi durdurur. Lakin bunlar bilinmiyor. Bizim de en büyük problemimiz kaçak avcılık. ‘Paramı yatırdım gidip şurada keçi ya da geyik avlayayım’ diye bir şey yok. Avcının yanında Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü’nden bakılırsavli işçi, mihmandar oluyor ve heyetle bir arada avlanıyor. Orada da erişkin dediğimiz birey avlanıyor. Yetişkin birey katımdan düşmüştür, çiftleşemez ve genç bireyleri yanına yaklaştırmaz, dövüşken ve hırslı olur. Genç bireyleri öldürecek kadar kuvvetlidür. Dolasıyla çiftleşmeyi, çoğalmayı pürüzler. Karaca, teke, geyik üzere çeşitleri avlamak için daha epeyce yurtharicinden geliyorlar ve ülke iktisadına de önemli katkıları var. Biz tabiatın istikrarını sağlıyoruz.”
YARIN: Tabiat ve Hayvan Hakları Aktivistleri ne diyor? ‘Yaban hayatını yok ediyorlar’ ‘Avcılık ekosisteme ziyan veriyor’