Edirne’de yol ortasında sır mezar!
Nişancıpaşa Mahallesi Çokalca Sokak’ta yolun ortasında bulunan ‘Ahmet Bey’e ilişkin olduğu yazılı mezar gorenleri şaşırtıyor. Osmanlı devrinde sokağa ismini veren ve günümüzde yalnızca bir duvarı ayakta kalan tarihi Çokalca Camii yıllar evvel yıkılarak, bahçesinden yol geçirildi.
Teze nazaran, belediye takımlarınca paklık çalışması daha sonrası mahalleli Arapça yazılı bir mezar taşı buldu. Camiyi yapan kişinin ismi da ‘Ahmet’ olduğu için mahalleli taşın bulunduğu alana mezarını yaptı. Kim tarafınca ne vakit yapıldığı bilinmeyen mezar, belediyenin yıllar evvel yaptığı düzenlemeyle yol ortasında kaldı. Mahalleli, mezara sahip çıkıp paklığını ve bakımın yapıyor.
‘BURADA MEZAR YOK ‘
Nişancıpaşa Mahallesi muhtarı İrfan Deniz, Çokalca Camii’ni yapan Ahmet Bey’in mezarının orada olmadığını söylemiş oldu. Taşının bulunmasıyla mezarın yol ortasına yapıldığını söyleyen Deniz, “Burası mahallemizin Bostanoğlu dediğimiz mevkisi. Tarihi eskilere dayanıyor. Mescit olarak yapılmış bir oda halinde binası vardı. Avlusu bizim çocukluğumuzda duruyordu. Minaresi de yarımdı. Olağanda avlusu mezara kadar geliyordu. ondan sonrasında burası temizlendi ve bina yıkıldı. Bina yıkıldıktan daha sonra vakıflardan gelindi. Temelleri ortaya çıktı. Temizlenirken burada yatan bireye ilişkin mezar taşı bulundu. Biz de bunu Arapça bilen birisine okuttuk ve burada gömülü bir zat olduğunu, bu mescidi yaptıran kişi olduğunu öğrendik. bu biçimde olunca da mahalleli de bu kişinin buraya mezarını yaptırmış. Lakin olağanda mezarı burası değilmiş. Ben burasını belediye kayıtlarından da vakıflar kayıtlarından da araştırdım. Olağanda yol üzerine yapılan bu mezarın olmadığını, burada ‘baba’ diye bir şeyin olmadığını gördük. Burada mezar ya da ‘baba’ diye bir şey yok. Mezarı burada kaldırma sonucu almıştık ancak araçlar bu mezarı görüp yavaşlayınca vazgeçtik” diye konuştu.
PAKLIĞINI YAPIP, DUA OKUYORLAR’
Mahalle oturan Şerafettin Yılmaz, mezarın yılladır yol ortasında durduğunu belirterek, “1979’da buraya geldim, burada bu mezar vardı. Komşular çiçek ekiyor, su döküyor. Elimizden geldiğince her geçtiğimizde dua okuyoruz” dedi.
Nesibe Tosun da, “Biz otlarını yoluyoruz, temizliyoruz. Yeri geldiğince çiçek ekiyoruz. Diğer bilgimiz yok. Her geçtiğimizde dua ediyoruz. Kim olduğunu hiç bilmiyoruz. Bilmeden ruhuna bağışlıyoruz” diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kısmı Lideri Prof. Dr. Engin Beksaç, mezarların birçoklarının kentte yaşayan değerli bireylere ilişkin olduğunu belirterek, “Bu mezarların büyük bir çoğunluğu Edirne tarihinde değerli olan şahısların mezarları. Palavra yanlış halk inanışları var. Bunlar araştırılmadan halk içindeki kent efsanelerine dönüşmüş olanlar da var ancak çoğunluğu Edirne’nin hayatında makul katkılar ve hayırlar yapmış bireyler. Bunlara hürmet duyulması gerekiyor” tabirlerini kullandı.
Edirne Vilayet Müftüsü Alettin Bozkurt ise mezar hakkında ayrıntılarının olmadığını söylemiş oldu.
Nişancıpaşa Mahallesi Çokalca Sokak’ta yolun ortasında bulunan ‘Ahmet Bey’e ilişkin olduğu yazılı mezar gorenleri şaşırtıyor. Osmanlı devrinde sokağa ismini veren ve günümüzde yalnızca bir duvarı ayakta kalan tarihi Çokalca Camii yıllar evvel yıkılarak, bahçesinden yol geçirildi.
Teze nazaran, belediye takımlarınca paklık çalışması daha sonrası mahalleli Arapça yazılı bir mezar taşı buldu. Camiyi yapan kişinin ismi da ‘Ahmet’ olduğu için mahalleli taşın bulunduğu alana mezarını yaptı. Kim tarafınca ne vakit yapıldığı bilinmeyen mezar, belediyenin yıllar evvel yaptığı düzenlemeyle yol ortasında kaldı. Mahalleli, mezara sahip çıkıp paklığını ve bakımın yapıyor.
‘BURADA MEZAR YOK ‘
Nişancıpaşa Mahallesi muhtarı İrfan Deniz, Çokalca Camii’ni yapan Ahmet Bey’in mezarının orada olmadığını söylemiş oldu. Taşının bulunmasıyla mezarın yol ortasına yapıldığını söyleyen Deniz, “Burası mahallemizin Bostanoğlu dediğimiz mevkisi. Tarihi eskilere dayanıyor. Mescit olarak yapılmış bir oda halinde binası vardı. Avlusu bizim çocukluğumuzda duruyordu. Minaresi de yarımdı. Olağanda avlusu mezara kadar geliyordu. ondan sonrasında burası temizlendi ve bina yıkıldı. Bina yıkıldıktan daha sonra vakıflardan gelindi. Temelleri ortaya çıktı. Temizlenirken burada yatan bireye ilişkin mezar taşı bulundu. Biz de bunu Arapça bilen birisine okuttuk ve burada gömülü bir zat olduğunu, bu mescidi yaptıran kişi olduğunu öğrendik. bu biçimde olunca da mahalleli de bu kişinin buraya mezarını yaptırmış. Lakin olağanda mezarı burası değilmiş. Ben burasını belediye kayıtlarından da vakıflar kayıtlarından da araştırdım. Olağanda yol üzerine yapılan bu mezarın olmadığını, burada ‘baba’ diye bir şeyin olmadığını gördük. Burada mezar ya da ‘baba’ diye bir şey yok. Mezarı burada kaldırma sonucu almıştık ancak araçlar bu mezarı görüp yavaşlayınca vazgeçtik” diye konuştu.
PAKLIĞINI YAPIP, DUA OKUYORLAR’
Mahalle oturan Şerafettin Yılmaz, mezarın yılladır yol ortasında durduğunu belirterek, “1979’da buraya geldim, burada bu mezar vardı. Komşular çiçek ekiyor, su döküyor. Elimizden geldiğince her geçtiğimizde dua okuyoruz” dedi.
Nesibe Tosun da, “Biz otlarını yoluyoruz, temizliyoruz. Yeri geldiğince çiçek ekiyoruz. Diğer bilgimiz yok. Her geçtiğimizde dua ediyoruz. Kim olduğunu hiç bilmiyoruz. Bilmeden ruhuna bağışlıyoruz” diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kısmı Lideri Prof. Dr. Engin Beksaç, mezarların birçoklarının kentte yaşayan değerli bireylere ilişkin olduğunu belirterek, “Bu mezarların büyük bir çoğunluğu Edirne tarihinde değerli olan şahısların mezarları. Palavra yanlış halk inanışları var. Bunlar araştırılmadan halk içindeki kent efsanelerine dönüşmüş olanlar da var ancak çoğunluğu Edirne’nin hayatında makul katkılar ve hayırlar yapmış bireyler. Bunlara hürmet duyulması gerekiyor” tabirlerini kullandı.
Edirne Vilayet Müftüsü Alettin Bozkurt ise mezar hakkında ayrıntılarının olmadığını söylemiş oldu.