Ersin Tatar: Onların isteği Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak
Maraş problemine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Barış Harekatından daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sonları ortasında olan Maraş’ı biz her vakit açmak istedik ancak milletlerarası baskılar, işte bir muahede olacaksa toprak odunu vermeniz lazım. Toprak odunu verilmesi de Maraş’ın verilmesiydi. Biz hiçbir vakit Maraş’ın verilmesine kanaat getirmedik. niye verelim? Burada şehitler verdik, savaşı onlar başlattı, Kıbrıs’ta Türklere saldıranlar onlar, Türkiye’nin memleketler arası haklarını görmezden gelip Kıbrıs’ta her türlü vahşete göz yumup taarruzu yapan Rumlar. Lakin Kıbrıs Barış Harekatında kazanan biz olduk. Onlar kaybetti. ‘Kazandığımız toprağı niye verelim?’ dedik. Bir muahede için birtakım hudut ayarlamaları yapılabilir formunda bir konum var. Bizler düzgün niyetimize karşın ‘evet’ dedik. Onlar ‘hayır’ dedi. Bize yapılan o kadar haksızlıktan daha sonra Maraş’ın iade edilmesi gündeme gelmeyecekti. Onun için ‘açma vakti geldi’ dedik. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın takviyesiyle Maraş’ı açtık. Çok âlâ ettik. O günden bugüne pandemi şartlarına karşın 300 binden çok insan Maraş’ı ziyaret etmiştir” diye konuştu.
‘ONLARIN İSTEĞİ TÜRKİYE’Yİ KIBRIS’TAN ÇIKARMAK’
Kıbrıs’ta iki devletin bulunduğunu kaydeden Tatar, “Kıbrıs’ta 60 yıldır iki devlet vardır. Güney’deki Rum Cumhuriyeti Rumlara aittir. Kuzey’deki Türk Cumhuriyeti Türklere aittir. Bizim buradaki hak ve hukukumuz Türkiye ile yürütülen bir siyasettir. Biz Osmanlı periyodundan bu yana bu topraklarda varız. Memleketler arası mutabakatlara nazaran Kıbrıs’ta iki başka halk vardır. Biri Rum biri de Türk halkıdır. Rum halkı ile Türk halkını boyunduruğu altına almak üzere hakları yoktur. Bizim farklı bir egemenliğimiz vardır. Türkiye ile mutabakatlarımız vardır. Madem ki bizi Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoruyla atılar, bizde 1974’ten daha sonra Kuzey’e yerleştik. Bundan daha sonra bu iki devletin birleştirilmesi diye bir şey kelam konusu olamaz. Kıbrıs Türküne diz çöktürtemezsiniz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Onların isteği bizi üniter bir yapı içine çekmek, Avrupa Birliğinde bizi yok etmek ve Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak. bu biçimde bir oyuna gelmeyeceğimiz için biz bunu söylemeye devam edeceğiz” tabirlerini kullandı.
‘YILDA 2 MİLYON TURİST KIBRIS’A GELİYOR’
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın tanınması ile ilgili sorulan soruya, “Biz kendi kendimizi kabul ettirdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 144 ülkeden öğrenci vardır. Yılda 2 milyon turist Kıbrıs’a gelip, gidiyor. Kıbrıs’ta farklı ülkelerden yatırımcılar var. Kıbrıs’ta her türlü irtibat vardır. Kıbrıs’ta benim vatanım, bayrağım ve milletim vardır. Ben bu saatten daha sonra diğerlerinin hatırı için gidip de onların boyunduruğu altına girecek değiliz. Tabi birtakım yanlış algılar olabilir. Farklı ögelerin tesiri altında kalan insanlarda olabilir. Onları da vakit ortasında yanlışsız yola getirmek, yanlışsız yolu göstermek bizim misyonumuzdur. Onun için çalışıyoruz. Kıbrıs sorunu büyük bir milletin ulusal davasıdır” cevabını verdi.
‘BUNLARIN BASKILARINA HAYIR DEME HAKKINA SAHİBİZ’
Kelamlarını sürdüren Tatar, şöyleki konuştu: “Avrupa Birliği Güney Kıbrıs’ı kendi içine aldığı için Avrupa Birliği taraf olduğu için Yunanistan ile birlikte onlar bizim tanınmamızı istemediler. Bizi tanıyacak olan dost ülkelere de baskı yapıyorlar. Kıbrıs Türk halkının haklı beklentileri, egemenlik hakkımız farklı bir devlet olarak varlığımızı kimse inkar edemez. Devletler hukukuna bakılırsa şayet kendi başka bir halkınız var ise, o halkın kimliği var ise, o halkın farklı bir tarihi var ise, o halkın lisanı ve dini farklıysa bu biçimde kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. Biz bunların bütün baskılarına hayır deme hakkına sahibiz. Şuan onu yapıyoruz. Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile bir arada hareket etmemizdir. Zira Türkiye Cumhuriyetinin de geçmişten gelen hakları vardır. Kıbrıs’ı güçlendirerek geleceğe taşımak bizim en büyük bakılırsavimizdir. Tanınma illaki gelecek lakin ne vakit gelecek onu söyleyemem. Fakat tanınma olmayacakmış diye biz gidip Rumlara teslim olmayız.”
‘SAMİMİYET BEKLİYORUM’
Azerbaycan’ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıması ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Tatar, “Bu bahiste benim Azerbaycan ile temaslarım var. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümünde Azerbaycan’dan fazlaca sayıda milletvekili ülkemize geldi. Bize her türlü yakınlıklarını ve samimiyetlerini söz ediyorlar. Tabi ki memleketler arası bir ekip kasvetler olabilir. Kendi ekonomik ve siyasi alakalarının tahminen ziyan görmemesi için şuan bu türlü bir konum var. Ama bizim gönül ve kardeş birliğimizin hepsi var. İnanıyorum ki yakın bir gelecekte temasımız olacak. Bir grup gelişmeler olacak. Türkiye ile Azerbaycan içindeki ağır bağlantıyı biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu bahiste esasen bizi destekliyor. Benimde kendilerine söylemiş olduğim evet biz gardaşız. Azerbaycan ile Türkiye’nin münasebetleri bu türlü gelişmiştir. Artık Doğu Akdeniz’de Türkiye Cumhuriyetinin de bu kadar kıymet verdiği bir adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığı ve Türkiye’nin bize olan dayanağı, ötürüsıyla Türkiye ile Azerbaycan’ın gardaşlığı birebir biçimde bir millet 3 devlete kadar giden bir yol, ben daima bunu söylüyorum. Ben bekliyorum. Ne bekliyorum? Samimiyet bekliyorum ” dedi.
Maraş problemine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Barış Harekatından daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sonları ortasında olan Maraş’ı biz her vakit açmak istedik ancak milletlerarası baskılar, işte bir muahede olacaksa toprak odunu vermeniz lazım. Toprak odunu verilmesi de Maraş’ın verilmesiydi. Biz hiçbir vakit Maraş’ın verilmesine kanaat getirmedik. niye verelim? Burada şehitler verdik, savaşı onlar başlattı, Kıbrıs’ta Türklere saldıranlar onlar, Türkiye’nin memleketler arası haklarını görmezden gelip Kıbrıs’ta her türlü vahşete göz yumup taarruzu yapan Rumlar. Lakin Kıbrıs Barış Harekatında kazanan biz olduk. Onlar kaybetti. ‘Kazandığımız toprağı niye verelim?’ dedik. Bir muahede için birtakım hudut ayarlamaları yapılabilir formunda bir konum var. Bizler düzgün niyetimize karşın ‘evet’ dedik. Onlar ‘hayır’ dedi. Bize yapılan o kadar haksızlıktan daha sonra Maraş’ın iade edilmesi gündeme gelmeyecekti. Onun için ‘açma vakti geldi’ dedik. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın takviyesiyle Maraş’ı açtık. Çok âlâ ettik. O günden bugüne pandemi şartlarına karşın 300 binden çok insan Maraş’ı ziyaret etmiştir” diye konuştu.
‘ONLARIN İSTEĞİ TÜRKİYE’Yİ KIBRIS’TAN ÇIKARMAK’
Kıbrıs’ta iki devletin bulunduğunu kaydeden Tatar, “Kıbrıs’ta 60 yıldır iki devlet vardır. Güney’deki Rum Cumhuriyeti Rumlara aittir. Kuzey’deki Türk Cumhuriyeti Türklere aittir. Bizim buradaki hak ve hukukumuz Türkiye ile yürütülen bir siyasettir. Biz Osmanlı periyodundan bu yana bu topraklarda varız. Memleketler arası mutabakatlara nazaran Kıbrıs’ta iki başka halk vardır. Biri Rum biri de Türk halkıdır. Rum halkı ile Türk halkını boyunduruğu altına almak üzere hakları yoktur. Bizim farklı bir egemenliğimiz vardır. Türkiye ile mutabakatlarımız vardır. Madem ki bizi Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoruyla atılar, bizde 1974’ten daha sonra Kuzey’e yerleştik. Bundan daha sonra bu iki devletin birleştirilmesi diye bir şey kelam konusu olamaz. Kıbrıs Türküne diz çöktürtemezsiniz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Onların isteği bizi üniter bir yapı içine çekmek, Avrupa Birliğinde bizi yok etmek ve Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak. bu biçimde bir oyuna gelmeyeceğimiz için biz bunu söylemeye devam edeceğiz” tabirlerini kullandı.
‘YILDA 2 MİLYON TURİST KIBRIS’A GELİYOR’
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın tanınması ile ilgili sorulan soruya, “Biz kendi kendimizi kabul ettirdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 144 ülkeden öğrenci vardır. Yılda 2 milyon turist Kıbrıs’a gelip, gidiyor. Kıbrıs’ta farklı ülkelerden yatırımcılar var. Kıbrıs’ta her türlü irtibat vardır. Kıbrıs’ta benim vatanım, bayrağım ve milletim vardır. Ben bu saatten daha sonra diğerlerinin hatırı için gidip de onların boyunduruğu altına girecek değiliz. Tabi birtakım yanlış algılar olabilir. Farklı ögelerin tesiri altında kalan insanlarda olabilir. Onları da vakit ortasında yanlışsız yola getirmek, yanlışsız yolu göstermek bizim misyonumuzdur. Onun için çalışıyoruz. Kıbrıs sorunu büyük bir milletin ulusal davasıdır” cevabını verdi.
‘BUNLARIN BASKILARINA HAYIR DEME HAKKINA SAHİBİZ’
Kelamlarını sürdüren Tatar, şöyleki konuştu: “Avrupa Birliği Güney Kıbrıs’ı kendi içine aldığı için Avrupa Birliği taraf olduğu için Yunanistan ile birlikte onlar bizim tanınmamızı istemediler. Bizi tanıyacak olan dost ülkelere de baskı yapıyorlar. Kıbrıs Türk halkının haklı beklentileri, egemenlik hakkımız farklı bir devlet olarak varlığımızı kimse inkar edemez. Devletler hukukuna bakılırsa şayet kendi başka bir halkınız var ise, o halkın kimliği var ise, o halkın farklı bir tarihi var ise, o halkın lisanı ve dini farklıysa bu biçimde kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. Biz bunların bütün baskılarına hayır deme hakkına sahibiz. Şuan onu yapıyoruz. Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile bir arada hareket etmemizdir. Zira Türkiye Cumhuriyetinin de geçmişten gelen hakları vardır. Kıbrıs’ı güçlendirerek geleceğe taşımak bizim en büyük bakılırsavimizdir. Tanınma illaki gelecek lakin ne vakit gelecek onu söyleyemem. Fakat tanınma olmayacakmış diye biz gidip Rumlara teslim olmayız.”
‘SAMİMİYET BEKLİYORUM’
Azerbaycan’ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıması ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Tatar, “Bu bahiste benim Azerbaycan ile temaslarım var. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümünde Azerbaycan’dan fazlaca sayıda milletvekili ülkemize geldi. Bize her türlü yakınlıklarını ve samimiyetlerini söz ediyorlar. Tabi ki memleketler arası bir ekip kasvetler olabilir. Kendi ekonomik ve siyasi alakalarının tahminen ziyan görmemesi için şuan bu türlü bir konum var. Ama bizim gönül ve kardeş birliğimizin hepsi var. İnanıyorum ki yakın bir gelecekte temasımız olacak. Bir grup gelişmeler olacak. Türkiye ile Azerbaycan içindeki ağır bağlantıyı biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu bahiste esasen bizi destekliyor. Benimde kendilerine söylemiş olduğim evet biz gardaşız. Azerbaycan ile Türkiye’nin münasebetleri bu türlü gelişmiştir. Artık Doğu Akdeniz’de Türkiye Cumhuriyetinin de bu kadar kıymet verdiği bir adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığı ve Türkiye’nin bize olan dayanağı, ötürüsıyla Türkiye ile Azerbaycan’ın gardaşlığı birebir biçimde bir millet 3 devlete kadar giden bir yol, ben daima bunu söylüyorum. Ben bekliyorum. Ne bekliyorum? Samimiyet bekliyorum ” dedi.