FETÖ’cülerin yazışmalarında ortaya çıktı! ‘Olay olurum Türkiye’de’
Ankara 24’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 29 Eylül’de görülen davanın karar duruşmasına, tutuklu sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in avukatı Adnan Şeker, eski icra memuru kardeşi Yaşar Şeker, öteki kardeşi Musa Şeker, Nazif Gürkan Şen, Hilal Kamacı ve Betül Fırat, Ses ve İmajlı Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı, tutuksuz sanık Hasan Hüseyin Zedef salonda hazır bulundu. Mahkeme heyeti Adnan Şeker’e, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘zincirleme biçimde rüşvet vermek’, ‘gizliliği ihlal’ ve ‘suçluyu kayırma’ cürümlerinden 35 yıl mahpus cezası verildi. Tıpkı cürümlerden sanık Musa Şeker’e 28 yıl 9 ay, eski icra dairesi katibi Yaşar Şeker’e 29 yıl 4 ay 15 gün, avukat Hilal Kamacı’ya 34 yıl 4 ay 15 gün mahpus cezası verildi. Rüşvet karşılığında hakkında yakalama sonucu verilen FETÖ şüphelilerine ait örgüt avukatlarına bilgi veren eski zabıt katibi Nazif Gürkan Şen ise birebir kabahatlerden 32 yıl 1 ay, diğer bir mahkemede FETÖ üyeliğinden yargılaması süren avukat Betül Fırat da ‘gizliliği ihlal’ ve ‘suçluyu kayırma’ kabahatlerinden 5 yıl mahpus cezasına çarptırıldı. Tutuksuz sanık Hasan Hüseyin Zedef bütün hatalardan beraat etti.
SIZDIRILAN BİLGİLERLE FİRAR ETTİLER
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi sonucun öne sürülen sebebini deklare etti. Gerekçeli kararda Şeker’in başında olduğu şebekenin rüşvet karşılığında örgüt üyelerinin soruşturma ayrıntılarını nasıl sızdırdıkları, tape kayıtları, yazışmalar, itiraf içeren sanık beyanları ile teknik ve fiziki takip kararı elde edilen kanıtlar detaylarıyla yer aldı. Bu yazışma ve tape kayıtlarına nazaran, sanık Adnan Şeker’in sızdırdığı UYAP kayıtlarıyla hakkında yakalama sonucu olduğunu öğrenen FETÖ’cüler yurt dışına firar etti.
SORGULAMA İŞİNİ KARDEŞİ SÜRDÜRDÜ
Kararda yer alan sanıkların telefon bildirilerine nazaran de Adnan Şeker, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandıktan daha sonra sorgulama işini kardeşi Yaşar Şeker sürdürdü. Yaşar Şeker, ‘Ömer’ kod ismini kullandığı WhatsApp hesabından, 15 Ekim-29 Kasım 2018 tarihlerinde eski zabıt katibi Nazif Gürkan Şen’e 212 kişinin sorgusunu yaptırdı. Birebir tarihlerde Adalet Bakanlığı’ndan ağır sorgulama gerçekleştirilen bilgisayarın kime ilişkin olduğunun sorulması üzerine paniğe kapılan Şen, yaptığı usulsüzlüğün ortaya çıkması halinde başının belaya gireceğini Yaşar Şeker’e yazdı.
‘BAKANLIKTAN BİLGİSAYARI SORDULAR’
Şeker ile Şen içinde 29 Kasım 2018’de geçen yazışmalar şu biçimde:
Şen: Abi sorguları bir süre durduralım, bakanlıktan bilgisayar sordurdular, kahır olabilir; iletileri sileceğim. Sen sayıları alırsın, çizgisi kapatmam lazım telefondan, sen sayıları kaydet haberleşiriz.
Şeker: Haydi ya, tamam. Bana, sana ulaşabileceğim bir numara versen.
Şeker: Gün ortasında konuştuğumuz şeyleri arkadaşlara sordum. Arkadaşlar, ‘Sorun çıkaracak ya da şikayet biçimi edecek arkadaş yok’ diyorlar. ‘Kaç aydır bu işi yapıyoruz’ dediler. aslına bakarsanız sorgusu yapılan arkadaşlar yurt haricindelar birçok. bu biçimde bir şey yapmazlar; zira bu imajlar epey yardımcı oluyor, o denli bir şeye kalkışmazlar.
Şen: Anladım, sanki ‘yurt haricindeki şahıslar sorgulandı’ filan diye mi dikkat çekti? Çok garip ya bu biçimde geriye tek bir ihtimal kalıyor, epeyce sorgudan bir tespit oldu. Düşünüyorum çıkamıyorum ki ortasından, Bakanlıktan aramayı gerektirecek hiç bir durum bulamıyorum.
Şeker: Birinci günden beri ‘haberci’ üzerinden yapıldığı için diye düşünüyorum. Net kullanması ve ‘haberci’ sağlıklı değil. Bilgi akışı bir tek o savcının ekranından mı yapılıyor o adliyede?
Şen: Evet, o yüzden eminim bunun için aradıklarından; ancak niye bir şey yapmadılar ya da yapacaklar mı?
‘OLAY OLURUM TÜRKİYE’DE’
Şeker: Savcı Beyefendi durumla ilgili ne düşünüyor ya da haberi var mı?
Şen: Ya o bana hayli güvendiği için durumdan haberi var Bakanlıktan arandığından, bilgisayarım sorulduğundan; ancak bana rastgele bir toz kondurmadığı için kıymetsiz bir şey üzere görüyor, eza yapmadı. Hatta bana ‘kafana takıyorsan arayıp sorayım’ dedi.
Şeker: Sorgu yapıldığını biliyor mu?
Şen: Yok canım bilmiyor. İşte öğrenirse makûs. Ki şayet bildirirlerse öğrenecek. Sorgu yapılan ekran onun, yapılan bilgisayar da benim. Benim bilgisayar soruldu, durum kritik sanki ne vakit dönüş yapacaklar? Olay olurum Türkiye’de.
RÜŞVETİN HESABI KONUŞMALARDA
İkili içindeki yazışmalarda bir avukatın müvekkilleri için yaptırdığı her sorgu için Şeker’e 200 lira verdiği yer aldı. Bu yazışmalarda sorgu yaptıran avukatın, “Bu periyot benim 37 tane sorgum var. 37×200: 7400. Ayrıyeten Adnan ağabey, 3 tane yazıyı direkt bana göndermişti. Evraklı yazılardı ve gruptakilere durumu anlatmaktansa bana gönderdi, ‘parasını da sen al’ demişti. Bu 3 yazıdan dolayı 600 alacağım var. Siz de bu 3 yazıyı ilgili bireylerin listesine yazın ve tahsil edin. Son hali ile size borcum 7400-600: 6800. Yazıların hesabını da yaptıktan daha sonra kalanı size ödeyeyim inşallah. Yazı listesi de şöyleki (…) Toplam: 76 adet yazı” iletisi atarak yaptırdığı sorgulamalara ait ödediği paranın hesabını yaptığı görüldü.
Ankara 24’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 29 Eylül’de görülen davanın karar duruşmasına, tutuklu sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in avukatı Adnan Şeker, eski icra memuru kardeşi Yaşar Şeker, öteki kardeşi Musa Şeker, Nazif Gürkan Şen, Hilal Kamacı ve Betül Fırat, Ses ve İmajlı Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı, tutuksuz sanık Hasan Hüseyin Zedef salonda hazır bulundu. Mahkeme heyeti Adnan Şeker’e, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘zincirleme biçimde rüşvet vermek’, ‘gizliliği ihlal’ ve ‘suçluyu kayırma’ cürümlerinden 35 yıl mahpus cezası verildi. Tıpkı cürümlerden sanık Musa Şeker’e 28 yıl 9 ay, eski icra dairesi katibi Yaşar Şeker’e 29 yıl 4 ay 15 gün, avukat Hilal Kamacı’ya 34 yıl 4 ay 15 gün mahpus cezası verildi. Rüşvet karşılığında hakkında yakalama sonucu verilen FETÖ şüphelilerine ait örgüt avukatlarına bilgi veren eski zabıt katibi Nazif Gürkan Şen ise birebir kabahatlerden 32 yıl 1 ay, diğer bir mahkemede FETÖ üyeliğinden yargılaması süren avukat Betül Fırat da ‘gizliliği ihlal’ ve ‘suçluyu kayırma’ kabahatlerinden 5 yıl mahpus cezasına çarptırıldı. Tutuksuz sanık Hasan Hüseyin Zedef bütün hatalardan beraat etti.
SIZDIRILAN BİLGİLERLE FİRAR ETTİLER
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi sonucun öne sürülen sebebini deklare etti. Gerekçeli kararda Şeker’in başında olduğu şebekenin rüşvet karşılığında örgüt üyelerinin soruşturma ayrıntılarını nasıl sızdırdıkları, tape kayıtları, yazışmalar, itiraf içeren sanık beyanları ile teknik ve fiziki takip kararı elde edilen kanıtlar detaylarıyla yer aldı. Bu yazışma ve tape kayıtlarına nazaran, sanık Adnan Şeker’in sızdırdığı UYAP kayıtlarıyla hakkında yakalama sonucu olduğunu öğrenen FETÖ’cüler yurt dışına firar etti.
SORGULAMA İŞİNİ KARDEŞİ SÜRDÜRDÜ
Kararda yer alan sanıkların telefon bildirilerine nazaran de Adnan Şeker, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandıktan daha sonra sorgulama işini kardeşi Yaşar Şeker sürdürdü. Yaşar Şeker, ‘Ömer’ kod ismini kullandığı WhatsApp hesabından, 15 Ekim-29 Kasım 2018 tarihlerinde eski zabıt katibi Nazif Gürkan Şen’e 212 kişinin sorgusunu yaptırdı. Birebir tarihlerde Adalet Bakanlığı’ndan ağır sorgulama gerçekleştirilen bilgisayarın kime ilişkin olduğunun sorulması üzerine paniğe kapılan Şen, yaptığı usulsüzlüğün ortaya çıkması halinde başının belaya gireceğini Yaşar Şeker’e yazdı.
‘BAKANLIKTAN BİLGİSAYARI SORDULAR’
Şeker ile Şen içinde 29 Kasım 2018’de geçen yazışmalar şu biçimde:
Şen: Abi sorguları bir süre durduralım, bakanlıktan bilgisayar sordurdular, kahır olabilir; iletileri sileceğim. Sen sayıları alırsın, çizgisi kapatmam lazım telefondan, sen sayıları kaydet haberleşiriz.
Şeker: Haydi ya, tamam. Bana, sana ulaşabileceğim bir numara versen.
Şeker: Gün ortasında konuştuğumuz şeyleri arkadaşlara sordum. Arkadaşlar, ‘Sorun çıkaracak ya da şikayet biçimi edecek arkadaş yok’ diyorlar. ‘Kaç aydır bu işi yapıyoruz’ dediler. aslına bakarsanız sorgusu yapılan arkadaşlar yurt haricindelar birçok. bu biçimde bir şey yapmazlar; zira bu imajlar epey yardımcı oluyor, o denli bir şeye kalkışmazlar.
Şen: Anladım, sanki ‘yurt haricindeki şahıslar sorgulandı’ filan diye mi dikkat çekti? Çok garip ya bu biçimde geriye tek bir ihtimal kalıyor, epeyce sorgudan bir tespit oldu. Düşünüyorum çıkamıyorum ki ortasından, Bakanlıktan aramayı gerektirecek hiç bir durum bulamıyorum.
Şeker: Birinci günden beri ‘haberci’ üzerinden yapıldığı için diye düşünüyorum. Net kullanması ve ‘haberci’ sağlıklı değil. Bilgi akışı bir tek o savcının ekranından mı yapılıyor o adliyede?
Şen: Evet, o yüzden eminim bunun için aradıklarından; ancak niye bir şey yapmadılar ya da yapacaklar mı?
‘OLAY OLURUM TÜRKİYE’DE’
Şeker: Savcı Beyefendi durumla ilgili ne düşünüyor ya da haberi var mı?
Şen: Ya o bana hayli güvendiği için durumdan haberi var Bakanlıktan arandığından, bilgisayarım sorulduğundan; ancak bana rastgele bir toz kondurmadığı için kıymetsiz bir şey üzere görüyor, eza yapmadı. Hatta bana ‘kafana takıyorsan arayıp sorayım’ dedi.
Şeker: Sorgu yapıldığını biliyor mu?
Şen: Yok canım bilmiyor. İşte öğrenirse makûs. Ki şayet bildirirlerse öğrenecek. Sorgu yapılan ekran onun, yapılan bilgisayar da benim. Benim bilgisayar soruldu, durum kritik sanki ne vakit dönüş yapacaklar? Olay olurum Türkiye’de.
RÜŞVETİN HESABI KONUŞMALARDA
İkili içindeki yazışmalarda bir avukatın müvekkilleri için yaptırdığı her sorgu için Şeker’e 200 lira verdiği yer aldı. Bu yazışmalarda sorgu yaptıran avukatın, “Bu periyot benim 37 tane sorgum var. 37×200: 7400. Ayrıyeten Adnan ağabey, 3 tane yazıyı direkt bana göndermişti. Evraklı yazılardı ve gruptakilere durumu anlatmaktansa bana gönderdi, ‘parasını da sen al’ demişti. Bu 3 yazıdan dolayı 600 alacağım var. Siz de bu 3 yazıyı ilgili bireylerin listesine yazın ve tahsil edin. Son hali ile size borcum 7400-600: 6800. Yazıların hesabını da yaptıktan daha sonra kalanı size ödeyeyim inşallah. Yazı listesi de şöyleki (…) Toplam: 76 adet yazı” iletisi atarak yaptırdığı sorgulamalara ait ödediği paranın hesabını yaptığı görüldü.