Göçmenlerin umut yolu ‘Süngü Kaya’ya çıktı!
Çiğdem Yılmaz – Çeşme / Göçmenler yıllardır Ege Denizi’nden Yunanistan’a, oradan da hayalini kurdukları Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışıyor. Lakin birçoğunun bu hayali Yunanistan Kıyı Güvenlik güçlerinin uyguladığı insanlık dışı muameleler yüzünden kabusa dönebiliyor. Yunanistan askerlerinin insanlık dışı uygulamalarına geçtiğimiz günlerde Milliyet olarak biz de şahit olduk.
Kurtarılan göçmenler Kıyı Güvenlik botunda Çiğdem Yılmaz’a konuştu.
Yüzlerde çaresizlik
İzmir Çeşme’den kaçak yollarla Yunanistan’a gitmek isteyen 15 Filistinli sistemsiz göçmenin botuna Yunanistan Kıyı Güvenlik güçleri tarafınca el konulduğu ve göçmenlerin bir can salına temalıp denize itildiği tespit edildi. Gece yarısı Kıyı Güvenlik Ege Denizi Bölge Komutanlığı Yardımcı Arama Kurtarma ve Uyum Merkezi’ne gelen bir ihbarla bir arada, kıyı güvenlik botuyla göçmenleri kurtarmak için hareket eden takımla birlik yola çıktık. Gördüğümüz görünüm içler acısıydı. Can salıyla denize bırakılan göçmenlerin kendi uğraşlarıyla Ege Denizi’nde bulunan Süngü Kaya Adası’na çıktığını gördük. Saatlerce Süngü Kaya Adası’nda kurtarılmayı bekleyen göçmenlerin çaresizliği yüzlerine de yansımıştı.
Gözlerde kaygılı bakış
Adadan kıyı güvenlik botuna alınan ve soğuktan titrediği görülen göçmenlerin, gözlerindeki kaygı de dikkat cazipti. Pazartesi günü kaçak yollarla Ege Deniz’den bir botla 17 kişi olarak yola çıktıklarını söyleyen göçmenler, iki gün Yunanistan’da gözaltında tutulduktan daha sonra telefon, pasaport ve paralarına el temalıp, ellerine plastik kelepçe takıldığını söylemiş oldu. Ortalarında bir bayan ve bir çocuğun da olduğunu söyleyen göçmenler bayan ve çocuğun Yunanistan’daki bir kampa alındığını kendilerininse bir can salıyla denize bırakıldığını ve saatlerdir denizde olduklarını aktardılar.
Birinci kelamları: Üşüdük
Kıyı Güvenlik botuna alınan göçmelerin birinci söylemiş oldukleri cümle, ‘Çok üşüdük’ oldu. Birçoğunun da kıyafetinin ıslak olduğu dikkati çekti. Kıyı Güvenlik botundaki yetkiler tarafınca kendilerine battaniye dağıtılan göçmenler, biraz olsun ısınmaya çalışsalar da hava 3 dereceyi gösteriyordu. Ayrıyeten bir yandan da üzerimize yağmur yağıyordu. Botun içerisinde daha korunaklı bir yere alınan göçmenlerin, hepsinin ortak hayaliyse günün birinde Avrupa’ya gitmek ve orada yeni bir ömür kurmaktı. Kimileri tekraren yakalanıp geri gönderilmesine karşın denemekten vazgeçmemiş ve denemeye de devam edeceklerini söylerken, kimileri da gitme umudundan vazgeçip Filistin’e geri döneceğini söylüyor.
‘İnsanca yaşamak istiyorum’
Yeni bir ömür için vefatı göze alıp, kaçak yollarla Avrupa’ya gitmek isteyen fakat hayalleri Ege Denizi’nde son bulan o mülteciler yaşadıkları kabus dolu anları anlattı:
Riyat Madi (26): “Filistin’den 4 ay evvel Türkiye’ye geldik. İstanbul’da bir süre kaldıktan daha sonra bir hafta evvel İzmir’e geldik. Yaşadığımız coğrafyada yıllardır savaş var. İş yok ve fakirlik fazlaca fazla. Arap ülkelerinde insan hakları yok. İnsanca yaşamak için Avrupa’ya gitmek istiyorum. Avrupa’da hayvana verilen bedel, Arap ülkelerinde beşere verilmiyor. Avrupa’ya gidip hayvana verilen bedeli görmeye razıyım. İnsanca yaşamak istiyorum. Bu yolla ailemden kimileri İsviçre’ye gitti. Ben de gidene kadar deneyeceğim. Bugün bizim pasaport, telefon ve tüm paramız alındı. Bizi dövdüler. Bunları yapanlar da Yunan askeri değildi, Yunan mafyasıydı.”
‘Bizi dövüp gönderdiler’
Abu Hudey(35): “Filistin’den Mısır’a, Mısır üzerinden İstanbul’a iki hafta evvel geldim. Her şey ayarlanmıştı. Erkek kardeşim bizi botlarla Yunanistan’a gönderecek bireylere bin 400 Euro vermişti. Fakat gidemedik ve her şeyimize el koyup bizi dövdükten daha sonra geri gönderdiler. Pasaportuma el koydular artık ben ne yapacağım bilmiyorum. Birinci kere gitmeyi denedim fakat olmadı tekrar denemeyeceğim. İstanbul’a dönüp Filistin Başkonsolosluğu’ndan pasaport talep edeceğim. Filistin’de 3 çocuğum ve eşim var. Onları bırakıp doğal ki gitmek istemezdim. Lakin Filistin’de iş yok. Pandemi öncesinde Dubai’de çalışıyordum pandemi başlayınca işimize son verildi. İsveç’te yakınlarımız var. Onların yanına gitmeyi planlıyordum ancak olmadı. İsveç’te olan bir yakınımızın eşi ve 3 yaşındaki çocuğu da bizimleydi. Yunanlılar anne ve bebeği oradaki kampa aldılar fakat bizi dövüp gönderdiler.”
‘Dönmeyi düşünmüyorum’
Omar Odey (24): “Filistin’den 6 ay evvel Türkiye’ye geldim. bir süre İstanbul’da bir dokumacılık atölyesinde çalıştım lakin epeyce az para veriyorlardı. bir evvel 4 kere daha geçme denemelerim oldu ancak her seferinde Yunan askerleri bizi geri gönderdi. Son gittiğimizde de bizi iki gün tuttular ve her şeyimize el koyduktan daha sonra ellerimize plastik kelepçe takıp can salına bindirdikten daha sonra plastik kelepçeleri açtılar. Gidene kadar geçmeye çalışacağım. Filistin’e dönmeyi düşünmüyorum. Orada yapabileceğim hiç bir şey yok. Avrupa’nın rastgele bir ülkesine gidip hayatımın geri kalanını orada yaşamak istiyorum.”
‘Gidenler daha mutlu’
İbrahim Atarne (25): “6 aydır Türkiye’deyim. Filistin’de savaş ve makus bir ömür var. yıllardır insan Filistin’den kaçıyor. Ben de Almanya’ya gitmek istiyorum. Gidenlerin hepsi gittiği yerler de daha memnun. Gidene kadar deneyeceğim.”
‘Ne yapacağımı bilmiyorum’
Enes Zoru (20): “Türkiye’ye 4 ay evvel geldim. İstanbul’da bir mobilyacıda çalıştım. Pasaportuma el konuldu artık ben ne yapacağımı bilmiyorum. Tek istediğim Avrupa’ya gidip Gazze’deki ailemi de yanıma almaktı.”
1 yılda 20 bin 782 göçmen kurtarıldı
Kıyı Güvenlik Ege Denizi Bölge Komutanlığı sorumluluk alanı içerisinde 1 Ocak ile 22 Aralık 2021 tarihleri içinde, 11 bin 930 erkek, 4 bin 442 bayan ve 4 bin 420 çocuk olmak üzere toplam 20 bin 782 sistemsiz göçmen kıyı güvenlik tarafınca kurtarıldı. Kurtarılan sistemsiz göçmenlerin yüklü olarak uyruklarıysa şöyleki: Bin 964 Somalili, 3 bin 679 Afgan, 3 bin 110 Suriyeli, bin 828 Kongolu ve bin 790 Filistinli.
Afrikalılar birinci sırada
Edinilen bilgiye bakılırsa, son senelerda bilhassa Afrikalılar kaçak yollarla Ege Denizi üzerinde Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya gitmeye çalışıyor.
Çiğdem Yılmaz – Çeşme / Göçmenler yıllardır Ege Denizi’nden Yunanistan’a, oradan da hayalini kurdukları Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışıyor. Lakin birçoğunun bu hayali Yunanistan Kıyı Güvenlik güçlerinin uyguladığı insanlık dışı muameleler yüzünden kabusa dönebiliyor. Yunanistan askerlerinin insanlık dışı uygulamalarına geçtiğimiz günlerde Milliyet olarak biz de şahit olduk.
Kurtarılan göçmenler Kıyı Güvenlik botunda Çiğdem Yılmaz’a konuştu.
Yüzlerde çaresizlik
İzmir Çeşme’den kaçak yollarla Yunanistan’a gitmek isteyen 15 Filistinli sistemsiz göçmenin botuna Yunanistan Kıyı Güvenlik güçleri tarafınca el konulduğu ve göçmenlerin bir can salına temalıp denize itildiği tespit edildi. Gece yarısı Kıyı Güvenlik Ege Denizi Bölge Komutanlığı Yardımcı Arama Kurtarma ve Uyum Merkezi’ne gelen bir ihbarla bir arada, kıyı güvenlik botuyla göçmenleri kurtarmak için hareket eden takımla birlik yola çıktık. Gördüğümüz görünüm içler acısıydı. Can salıyla denize bırakılan göçmenlerin kendi uğraşlarıyla Ege Denizi’nde bulunan Süngü Kaya Adası’na çıktığını gördük. Saatlerce Süngü Kaya Adası’nda kurtarılmayı bekleyen göçmenlerin çaresizliği yüzlerine de yansımıştı.
Gözlerde kaygılı bakış
Adadan kıyı güvenlik botuna alınan ve soğuktan titrediği görülen göçmenlerin, gözlerindeki kaygı de dikkat cazipti. Pazartesi günü kaçak yollarla Ege Deniz’den bir botla 17 kişi olarak yola çıktıklarını söyleyen göçmenler, iki gün Yunanistan’da gözaltında tutulduktan daha sonra telefon, pasaport ve paralarına el temalıp, ellerine plastik kelepçe takıldığını söylemiş oldu. Ortalarında bir bayan ve bir çocuğun da olduğunu söyleyen göçmenler bayan ve çocuğun Yunanistan’daki bir kampa alındığını kendilerininse bir can salıyla denize bırakıldığını ve saatlerdir denizde olduklarını aktardılar.
Birinci kelamları: Üşüdük
Kıyı Güvenlik botuna alınan göçmelerin birinci söylemiş oldukleri cümle, ‘Çok üşüdük’ oldu. Birçoğunun da kıyafetinin ıslak olduğu dikkati çekti. Kıyı Güvenlik botundaki yetkiler tarafınca kendilerine battaniye dağıtılan göçmenler, biraz olsun ısınmaya çalışsalar da hava 3 dereceyi gösteriyordu. Ayrıyeten bir yandan da üzerimize yağmur yağıyordu. Botun içerisinde daha korunaklı bir yere alınan göçmenlerin, hepsinin ortak hayaliyse günün birinde Avrupa’ya gitmek ve orada yeni bir ömür kurmaktı. Kimileri tekraren yakalanıp geri gönderilmesine karşın denemekten vazgeçmemiş ve denemeye de devam edeceklerini söylerken, kimileri da gitme umudundan vazgeçip Filistin’e geri döneceğini söylüyor.
‘İnsanca yaşamak istiyorum’
Yeni bir ömür için vefatı göze alıp, kaçak yollarla Avrupa’ya gitmek isteyen fakat hayalleri Ege Denizi’nde son bulan o mülteciler yaşadıkları kabus dolu anları anlattı:
Riyat Madi (26): “Filistin’den 4 ay evvel Türkiye’ye geldik. İstanbul’da bir süre kaldıktan daha sonra bir hafta evvel İzmir’e geldik. Yaşadığımız coğrafyada yıllardır savaş var. İş yok ve fakirlik fazlaca fazla. Arap ülkelerinde insan hakları yok. İnsanca yaşamak için Avrupa’ya gitmek istiyorum. Avrupa’da hayvana verilen bedel, Arap ülkelerinde beşere verilmiyor. Avrupa’ya gidip hayvana verilen bedeli görmeye razıyım. İnsanca yaşamak istiyorum. Bu yolla ailemden kimileri İsviçre’ye gitti. Ben de gidene kadar deneyeceğim. Bugün bizim pasaport, telefon ve tüm paramız alındı. Bizi dövdüler. Bunları yapanlar da Yunan askeri değildi, Yunan mafyasıydı.”
‘Bizi dövüp gönderdiler’
Abu Hudey(35): “Filistin’den Mısır’a, Mısır üzerinden İstanbul’a iki hafta evvel geldim. Her şey ayarlanmıştı. Erkek kardeşim bizi botlarla Yunanistan’a gönderecek bireylere bin 400 Euro vermişti. Fakat gidemedik ve her şeyimize el koyup bizi dövdükten daha sonra geri gönderdiler. Pasaportuma el koydular artık ben ne yapacağım bilmiyorum. Birinci kere gitmeyi denedim fakat olmadı tekrar denemeyeceğim. İstanbul’a dönüp Filistin Başkonsolosluğu’ndan pasaport talep edeceğim. Filistin’de 3 çocuğum ve eşim var. Onları bırakıp doğal ki gitmek istemezdim. Lakin Filistin’de iş yok. Pandemi öncesinde Dubai’de çalışıyordum pandemi başlayınca işimize son verildi. İsveç’te yakınlarımız var. Onların yanına gitmeyi planlıyordum ancak olmadı. İsveç’te olan bir yakınımızın eşi ve 3 yaşındaki çocuğu da bizimleydi. Yunanlılar anne ve bebeği oradaki kampa aldılar fakat bizi dövüp gönderdiler.”
‘Dönmeyi düşünmüyorum’
Omar Odey (24): “Filistin’den 6 ay evvel Türkiye’ye geldim. bir süre İstanbul’da bir dokumacılık atölyesinde çalıştım lakin epeyce az para veriyorlardı. bir evvel 4 kere daha geçme denemelerim oldu ancak her seferinde Yunan askerleri bizi geri gönderdi. Son gittiğimizde de bizi iki gün tuttular ve her şeyimize el koyduktan daha sonra ellerimize plastik kelepçe takıp can salına bindirdikten daha sonra plastik kelepçeleri açtılar. Gidene kadar geçmeye çalışacağım. Filistin’e dönmeyi düşünmüyorum. Orada yapabileceğim hiç bir şey yok. Avrupa’nın rastgele bir ülkesine gidip hayatımın geri kalanını orada yaşamak istiyorum.”
‘Gidenler daha mutlu’
İbrahim Atarne (25): “6 aydır Türkiye’deyim. Filistin’de savaş ve makus bir ömür var. yıllardır insan Filistin’den kaçıyor. Ben de Almanya’ya gitmek istiyorum. Gidenlerin hepsi gittiği yerler de daha memnun. Gidene kadar deneyeceğim.”
‘Ne yapacağımı bilmiyorum’
Enes Zoru (20): “Türkiye’ye 4 ay evvel geldim. İstanbul’da bir mobilyacıda çalıştım. Pasaportuma el konuldu artık ben ne yapacağımı bilmiyorum. Tek istediğim Avrupa’ya gidip Gazze’deki ailemi de yanıma almaktı.”
1 yılda 20 bin 782 göçmen kurtarıldı
Kıyı Güvenlik Ege Denizi Bölge Komutanlığı sorumluluk alanı içerisinde 1 Ocak ile 22 Aralık 2021 tarihleri içinde, 11 bin 930 erkek, 4 bin 442 bayan ve 4 bin 420 çocuk olmak üzere toplam 20 bin 782 sistemsiz göçmen kıyı güvenlik tarafınca kurtarıldı. Kurtarılan sistemsiz göçmenlerin yüklü olarak uyruklarıysa şöyleki: Bin 964 Somalili, 3 bin 679 Afgan, 3 bin 110 Suriyeli, bin 828 Kongolu ve bin 790 Filistinli.
Afrikalılar birinci sırada
Edinilen bilgiye bakılırsa, son senelerda bilhassa Afrikalılar kaçak yollarla Ege Denizi üzerinde Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya gitmeye çalışıyor.