Sevgili aileler muayeneye gelirken çocuğunuza yalnızca fizikî eşlik edip poliklinik kapısında nazaranviniz tamamlanmamaktadır. Görüşmeye gelmedilk evvel randevu saati oluşturmak ve o saatte poliklinikte olmanın haricinde kimi hazırlıklar yapmanız süreci daha verimli hale getirir. Bunlardan biri çocuğunuza görüşmeyle ilgili yaşına uygun özetlemek gerekirse bilgi vermektir.
‘Bir tabip ablanın yanına gidiyoruz orada senin endişelerini konuşacağız’ üzere.
Konuttan markete gidiyoruz diye çıkarılıp çocuk kendini poliklinikte bulmamalı.
Polikliniğe girer girmez şikayetleri sıralamaya başlamayın. Evvel çocukla tanışma fırsatımız olsun. Çocuk bu sırada ortamı inceleyebilsin ve uzman tabiple itimat bağlantısı tesis edebilsin. Kelam sırası size geldiğinde ise gözlemlerinizi, sorunu birkaç cümleyle anlatmakla başlayabilirsiniz.
Okul öncesi yaş kümesinde çocuğun sorunu farketme ve tanımlama marifeti kâfi olmayacağı için bu yaşlarındaki çocuğu ile muayeneye gelen ailelerin toplantıda faal iştiraki daha ehemmiyet kazanmaktadır. Öteki yandan çocuğunuz ergense ve hekim onunla iletişimdeyse ortaya girmemeniz uygun tavır olacaktır.
Öncelikle sorunu ve ciddiyetini net anlayabilmemiz için aileye sorular yönlendiriyoruz. Bu sorulara net ve anlaşılır yanıtlar verilmesi pek değerli.
‘İlk ne vakit ortaya çıktı’ sorusuna ‘abisinin düğününde’ demek yerine ‘bir yıl önce’ demek üzere.
‘Ne kadar sıklıkta oluyor’ sorusuna ‘baya fazla’ demek yerine ‘günde üç-dört kez’ demek üzere.
Gereksiz bilgi vermek, mevzuyu değiştirmek de mühlet kaybına yol açacağı için ve uzman tabibin dikkatini ana bahis üzerinde tutmasını zorlaştıracağı için görüşme randımanını düşürecektir, lütfen bundan da kaçınalım.
Öğrenme süreciyle ilgili konuşurken ‘hem de iştahsız’ dememek üzere.
Görüşme öncesi anne ve baba sorunun sıklığındaki artış/azalışın günün hangi vaktiyle, hangi ortam ile, ailenin hangi tavrı ile kontaklı olduğunu tespit edebilirse bu epey büyük bir kazanım sağlar ve bu farkındalık ile ‘hangi durumdan uzaklaşılmalı’ ya da ‘bu durumlarda alternatif hangi davranış belirlenmeli’ üzere sorulara ve karşılıklarına epey daha kolay ulaşılır.
Diğer merkeze öncesinde görüşmeye gidilmiş ise ne işe yaradı/yaramadı bilgisinin net verilmesi de görüşme yöntemi/ tedavi belirlenmesinde tesirli olacaktır. Bu tedavi ile durum nedir, eskisine nazaran nasıl sorusuna ‘hiç tesirli olmadı’ karşılığını aldıktan daha sonra farklı tedavi planlanırken ‘bu ilacı esasen üç gün kullanmıştı’ cümlesinin gelmesi karmaşaya niye olmaktadır.
bir daha benzeri biçimde ‘ya daima ya hiç’ yerine görüşmenin/tedavinin hangi problemde ne kadar tesirli olduğunu bildirmeye çalışın.
‘Uykusuna düzgün geldi, bu sorun çözüldü lakin korkuları devam ediyor’ demek üzere.
‘Bir tabip ablanın yanına gidiyoruz orada senin endişelerini konuşacağız’ üzere.
Konuttan markete gidiyoruz diye çıkarılıp çocuk kendini poliklinikte bulmamalı.
Polikliniğe girer girmez şikayetleri sıralamaya başlamayın. Evvel çocukla tanışma fırsatımız olsun. Çocuk bu sırada ortamı inceleyebilsin ve uzman tabiple itimat bağlantısı tesis edebilsin. Kelam sırası size geldiğinde ise gözlemlerinizi, sorunu birkaç cümleyle anlatmakla başlayabilirsiniz.
Okul öncesi yaş kümesinde çocuğun sorunu farketme ve tanımlama marifeti kâfi olmayacağı için bu yaşlarındaki çocuğu ile muayeneye gelen ailelerin toplantıda faal iştiraki daha ehemmiyet kazanmaktadır. Öteki yandan çocuğunuz ergense ve hekim onunla iletişimdeyse ortaya girmemeniz uygun tavır olacaktır.
Öncelikle sorunu ve ciddiyetini net anlayabilmemiz için aileye sorular yönlendiriyoruz. Bu sorulara net ve anlaşılır yanıtlar verilmesi pek değerli.
‘İlk ne vakit ortaya çıktı’ sorusuna ‘abisinin düğününde’ demek yerine ‘bir yıl önce’ demek üzere.
‘Ne kadar sıklıkta oluyor’ sorusuna ‘baya fazla’ demek yerine ‘günde üç-dört kez’ demek üzere.
Gereksiz bilgi vermek, mevzuyu değiştirmek de mühlet kaybına yol açacağı için ve uzman tabibin dikkatini ana bahis üzerinde tutmasını zorlaştıracağı için görüşme randımanını düşürecektir, lütfen bundan da kaçınalım.
Öğrenme süreciyle ilgili konuşurken ‘hem de iştahsız’ dememek üzere.
Görüşme öncesi anne ve baba sorunun sıklığındaki artış/azalışın günün hangi vaktiyle, hangi ortam ile, ailenin hangi tavrı ile kontaklı olduğunu tespit edebilirse bu epey büyük bir kazanım sağlar ve bu farkındalık ile ‘hangi durumdan uzaklaşılmalı’ ya da ‘bu durumlarda alternatif hangi davranış belirlenmeli’ üzere sorulara ve karşılıklarına epey daha kolay ulaşılır.
Diğer merkeze öncesinde görüşmeye gidilmiş ise ne işe yaradı/yaramadı bilgisinin net verilmesi de görüşme yöntemi/ tedavi belirlenmesinde tesirli olacaktır. Bu tedavi ile durum nedir, eskisine nazaran nasıl sorusuna ‘hiç tesirli olmadı’ karşılığını aldıktan daha sonra farklı tedavi planlanırken ‘bu ilacı esasen üç gün kullanmıştı’ cümlesinin gelmesi karmaşaya niye olmaktadır.
bir daha benzeri biçimde ‘ya daima ya hiç’ yerine görüşmenin/tedavinin hangi problemde ne kadar tesirli olduğunu bildirmeye çalışın.
‘Uykusuna düzgün geldi, bu sorun çözüldü lakin korkuları devam ediyor’ demek üzere.