Kardiyovasküler Hastalık: Saç kalp problemlerini tahmin edebilir

KıtlamA

New member



Obezite ve yaş gibi birçok faktör kalp problemlerini etkileyebilir. Bilim adamları saçta daha sonraki hastalıkların kanıtlarını buldular.


6.300’den fazla kişi üzerinde yapılan bir araştırma, saçtaki kortizol düzeylerinin, yaşamın ilerleyen dönemlerinde kardiyovasküler hastalıkların en güçlü göstergesi olabileceğini gösteriyor. Rotterdam Üniversitesi’ndeki bilim adamları, gelecekteki kardiyovasküler hastalıkların erken bir aşamada tespit edilebileceğinden eminler.


Kronik stres sağlığa kalıcı zarar verir


Araştırma, 18 yaş ve üstü 6.341 erkek ve kadının saçını inceledi. Testler, saç örneklerindeki kortizol ve kortizon seviyelerine baktı. Ek olarak, saçtaki iki hormon ve kardiyovasküler hastalıklar arasındaki uzun vadeli bağlantıyı değerlendirebilmek için denekler beş ila yedi yıl boyunca gözlemlendi.


Sonuç: Saçlarında uzun süreli yüksek kortizon seviyeleri olan kişilerde inme veya kalp krizi gibi kalp problemleri riski iki kat daha fazlaydı. Risk, 57 yaşın altındaki kişilerde bile üç katına çıktı. Öte yandan, daha yaşlı çalışma katılımcılarında, saç kortizonu ve kortizol, kalp hastalığı ile o kadar güçlü bir şekilde ilişkili değildi.


“Kronik stresin genel sağlıkta ciddi bir faktör olduğuna dair çok sayıda kanıt var. Şimdi, sonuçlarımız, saçlarında uzun süreli yüksek kortizol veya kortizol seviyeleri olan kişilerin kardiyovasküler hastalıktan muzdarip olma ihtimalinin önemli ölçüde daha yüksek olduğunu gösteriyor” diyor. baş yazar Dr Eline van der Valk.


Saç analizi doktorlar için faydalı bir test midir?


Ancak yazarlar, bunun stresin kardiyovasküler hastalığa da neden olduğunu kanıtlamayan gözlemsel bir çalışma olduğunu kabul ediyorlar. Bunun yerine, çalışma bir bağlantı olduğunu gösteriyor.


Ayrıca, çalışma katılımcılarının çoğu beyazdı ve Hollanda’nın bir bölgesinden geliyordu. Buna göre, sonuçlar diğer nüfus gruplarına aktarılamayabilir.


Yine de bilim adamları, saç analizinin doktorların kimlerin kardiyovasküler hastalık riskinin yüksek olduğunu belirlemesi için yararlı bir test olabileceğini umuyorlar.


Çalışmanın baş araştırmacısı Profesör Elisabeth van Rossum, “Belki gelecekte vücuttaki stres hormonlarının etkilerini hedeflemek yeni bir tedavi hedefi haline gelebilir” diyor.