Marmara çürüyor!
BAŞKAN YILMAZ Ankara – Marmara’da müsilaj değil, “taammüden kirletilme” sorunu yaşandığını, arıtılmadan yapılan deşarjlar niçiniyle Marmara’nın bulanıklaştığı ve etraf denizlerden 2.5 derece daha fazla sıcaklığa sahip olduğunu aktaran Artüz, 100 yıl evvel bu denize has 120 çeşit balıktan bugün neredeyse bir tane bile kalmadığını söylemiş oldu. “Marmara çürüyor, feryat ediyoruz” diyen Artüz, müsilajdan daha sonraki yeni tehlikenin “vibrio bakteriler” olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
‘Yeni tehlike bakteri’
“Marmara Denizi’nin kıpkırmızı olması, yemyeşil olması, hatta bizim şu an yaşadığımız müsilaj; bu da bir fitoplanktonun olması gerekenden epey fazlaca daha büyük boyutlarda artmış olması. Problemimiz kirlilikten dolayı cins çeşitliliğinin azalması. Tetikleyen tek öge da kirleticiler. Müsilajın form değiştirerek tüm su kütlelerine yayılması ise geniş kapsamlı bir organik yük manasına geliyor ki bu da önemli manada çürümeye niye olabilecek bir öge. Müsilajı parçalayacak bakterilerin kütlesi yükseliyor, müsilajın kütlesi düşüyor, bir noktaya gelinecek, müsilaj kalmayacak, geriye bir bakteri biyokütlesi kalacak. O da bundan daha sonraki felaketi yaratacak, o da farklı bir biyolojik kütle, onun ne olacağını bilmiyoruz, onu tabiat bilecek. Ama şu anda epey önemli bir ikincil sorunla karşı karşıyayız. Müsilaj kütlesini parçalayan vibrio kümesi bakteriler. Bu vibrio kümesi bakteriler ekseriyetle sindirim yolları ötürüsıyla hastalığa sebep olan bakteriler lakin yükle balıklarda şu anda hastalığa sebep oluyorlar.
‘İstavritte rastladık’
İstavritlerde bu hastalığa fazlaca önemli biçimde rastladık ve izleme programımız devam ediyor. Göç devrindeyiz. O istavriti yiyecek olan lüfer ve palamutun da hayli önemli enfeksiyon alma ihtimali var, bunların da göç yolu boyunca, Cebelitarık’a kadar da Akdeniz’e taşıma ihtimalleri var ve bunu da dönüş yolunda bir daha Karadeniz’e getirme ihtimalleri var.”
Marmara’ya derin deşarjın derhal durdurulmasını isteyen aksi durumda renginin siyaha dönüşeceğini savunan Artüz, Artüz, milletvekillerinin Marmara’daki istavritin yenilip yenilemeyeceğine ait soruları üzerine şu karşılığı verdi: “Şu an prestijiyle balık yemekte bir sakınca yok lakin tehlike kapıda. Laboratuvarda günlük olarak balıkları inceliyoruz, bir sene boyunca bu izlemeye devam edeceğiz bakteriyolojik, toksikolojik ve ihtiyolojik olarak” Artüz vekillerin “Peki Hamsi günahsız mu” sorusuna ise Artüz, “Hayır, değil. hiç biri pak değil” karşılığını verdi.
BAŞKAN YILMAZ Ankara – Marmara’da müsilaj değil, “taammüden kirletilme” sorunu yaşandığını, arıtılmadan yapılan deşarjlar niçiniyle Marmara’nın bulanıklaştığı ve etraf denizlerden 2.5 derece daha fazla sıcaklığa sahip olduğunu aktaran Artüz, 100 yıl evvel bu denize has 120 çeşit balıktan bugün neredeyse bir tane bile kalmadığını söylemiş oldu. “Marmara çürüyor, feryat ediyoruz” diyen Artüz, müsilajdan daha sonraki yeni tehlikenin “vibrio bakteriler” olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
‘Yeni tehlike bakteri’
“Marmara Denizi’nin kıpkırmızı olması, yemyeşil olması, hatta bizim şu an yaşadığımız müsilaj; bu da bir fitoplanktonun olması gerekenden epey fazlaca daha büyük boyutlarda artmış olması. Problemimiz kirlilikten dolayı cins çeşitliliğinin azalması. Tetikleyen tek öge da kirleticiler. Müsilajın form değiştirerek tüm su kütlelerine yayılması ise geniş kapsamlı bir organik yük manasına geliyor ki bu da önemli manada çürümeye niye olabilecek bir öge. Müsilajı parçalayacak bakterilerin kütlesi yükseliyor, müsilajın kütlesi düşüyor, bir noktaya gelinecek, müsilaj kalmayacak, geriye bir bakteri biyokütlesi kalacak. O da bundan daha sonraki felaketi yaratacak, o da farklı bir biyolojik kütle, onun ne olacağını bilmiyoruz, onu tabiat bilecek. Ama şu anda epey önemli bir ikincil sorunla karşı karşıyayız. Müsilaj kütlesini parçalayan vibrio kümesi bakteriler. Bu vibrio kümesi bakteriler ekseriyetle sindirim yolları ötürüsıyla hastalığa sebep olan bakteriler lakin yükle balıklarda şu anda hastalığa sebep oluyorlar.
‘İstavritte rastladık’
İstavritlerde bu hastalığa fazlaca önemli biçimde rastladık ve izleme programımız devam ediyor. Göç devrindeyiz. O istavriti yiyecek olan lüfer ve palamutun da hayli önemli enfeksiyon alma ihtimali var, bunların da göç yolu boyunca, Cebelitarık’a kadar da Akdeniz’e taşıma ihtimalleri var ve bunu da dönüş yolunda bir daha Karadeniz’e getirme ihtimalleri var.”
Marmara’ya derin deşarjın derhal durdurulmasını isteyen aksi durumda renginin siyaha dönüşeceğini savunan Artüz, Artüz, milletvekillerinin Marmara’daki istavritin yenilip yenilemeyeceğine ait soruları üzerine şu karşılığı verdi: “Şu an prestijiyle balık yemekte bir sakınca yok lakin tehlike kapıda. Laboratuvarda günlük olarak balıkları inceliyoruz, bir sene boyunca bu izlemeye devam edeceğiz bakteriyolojik, toksikolojik ve ihtiyolojik olarak” Artüz vekillerin “Peki Hamsi günahsız mu” sorusuna ise Artüz, “Hayır, değil. hiç biri pak değil” karşılığını verdi.