Reşarj ne demek ?

Emre

New member
Reşarj Nedir? Kendi Hayatında Nasıl Bir Anlam Taşır?

Yıllar önce, arkadaşım Burak’la bir yaz günü İstanbul'da otururken, karşılıklı olarak hayatımıza dair sohbetler ediyorduk. Birden Burak, elindeki telefonun ekranını okşayarak derin bir iç çekti. Gözleri hafifçe boş bakıyordu. “Bazen, insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey... bir ‘reşarj’ olsa gerek.” demişti. O an ne demek istediğini anlamadım, ama içinde olduğum ruh halinden de çok uzakta değildi.

Bugün, o cümleyi yazmaya karar verdiğimde, fark ettim ki aslında o basit cümle, yalnızca telefonun şarjını kastetmiyordu. Gerçekten de, zaman zaman hepimizin hayatında şarj olmaya, yeniden enerji kazanmaya ihtiyaç duyduğumuz anlar oluyor. Peki, biz insanlar bu 'reşarj'ı nasıl yapıyoruz? Kimi zaman çözüm odaklı bir yaklaşım, kimi zaman ise empatik bir dinleme, farklı cinsiyetlerin dünyasında farklı şekillerde tezahür edebiliyor.

Bir Erkek ve Bir Kadın: Çözüm ve Empati Arasında

Hikayemizin baş kahramanları, Erdem ve Zeynep. Erdem, 35 yaşında, kurumsal bir şirkette üst düzey yönetici. Zeynep ise 32 yaşında, bir psikolog ve sosyal hizmetler alanında yıllardır çalışıyor. İkisi de başarılı ve güçlü bireyler; ama bir o kadar da farklı bakış açılarına sahipler. Erdem, çok stratejik düşünür. Hedef belirleme, aksiyon planları ve hızlı çözüm bulma konusunda bir yeteneği var. Zeynep ise insan ilişkilerinde derinlemesine bir empati kurma becerisine sahip. O, insanları anlamak ve onlara duygusal destek sağlamak konusunda çok daha içsel bir yaklaşım sergiliyor.

Bir gün Erdem, iş yerindeki yoğunluktan tükenmiş bir halde Zeynep’in ofisine geldi. Yorgun bir şekilde sandalyeye oturdu ve başını iki eliyle tutarak, “Yeter artık,” dedi. “Bazen gerçekten yoruluyorum. Hiçbir şeyin tadını alamıyorum, her şey rutin oldu.”

Zeynep, Erdem’e dikkatle bakarak yavaşça konuştu: “Erdem, sana bir şey sormamı ister misin? Bu ‘yorgunluk’ daha çok ruhsal mı, yoksa fiziksel mi? Zihnin mi tükeniyor, yoksa bedenin mi?”

Erdem şaşkınlıkla Zeynep’e baktı. Soru, ona biraz garip gelmişti. Ama içindeki karmaşa o kadar büyüktü ki, bir cevap veremedi. Sadece derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı.

Reşarj: Bir Yeniden Başlangıç

Zeynep, Erdem’e bir hafta boyunca farklı şekilde yardımcı olmaya karar verdi. Her gün öğle arasında ona küçük bir rahatlama önerisi sunuyordu: “Bugün birkaç dakika derin nefes almayı dene. İş yerinde 5 dakika dışarı çık, bir yürüyüş yap. Hedeflerini hatırlamak iyidir, ama bazen anı yaşamak da gerekiyor.”

Erdem, başta Zeynep’in önerilerine karşı çıkmak istemişti. “Benim zamanım yok, hem zaten hedeflerim o kadar önemli ki…” diye itiraz etti. Ama Zeynep’in yaklaşımındaki samimiyet, ona bu önerileri gerçekten denemesi için bir neden veriyordu.

Bir süre sonra Erdem, Zeynep’in tavsiyelerine uyarak, günlük rutininin dışında birkaç dakika bile olsa duraklamayı, nefes almayı ve çevresindeki insanları gözlemlemeyi başardı. Her gün biraz daha huzurlu hissetti.

Ve Zeynep, ona daha sonra şöyle demişti: “Sen sadece bedenen değil, ruhsal olarak da şarj oldun, fark ettin mi?”

Erdem, Zeynep’in sözlerini dinlerken hafifçe gülümsedi. “Bunu gerçekten hissettim. Ama bazen stratejik bir çözüm bulmak da gerekiyor değil mi? Yani bu yorgunluğu yok etmek için daha somut bir şeyler yapmam gerekmez mi?”

Zeynep, sabırla cevap verdi: “Evet, ama bazen çözümün ta kendisi, kendine zaman ayırmak ve içinde bulunduğun anı anlamak olabilir. Bazen çözüm, çözüme yaklaşan yolu bulmaktan geçer.”

Kadın ve Erkek Perspektifi: Farklı Yollar, Aynı Amaç

Burada dikkat edilmesi gereken şey, Erdem’in çözüm odaklı yaklaşımıyla Zeynep’in empatik bakış açısının farklı olması. Erdem, hemen bir çözüm bulmaya, sorunun kaynağını hızla tespit etmeye ve onunla mücadele etmeye odaklanırken, Zeynep önce problemin hissel boyutuna iniyor, sorunun duyusal yanlarını anlamaya çalışıyor. İkisi de aslında aynı hedefe yöneliyorlar: Yeniden enerji toplamak, yeniden “reşarj” olmak. Ancak bunu yaparken izledikleri yollar oldukça farklı.

Bunun bir örneğini, bir arkadaşımın yaşadığı bir durumda gördüm. Erdem gibi, erkekler genellikle bir problemi çözmeye çalışırken, kadınlar Zeynep gibi empatik bir yaklaşımı benimseyebiliyorlar. Zeynep, her şeyi olduğu gibi kabul ederek, bir sorunun duygusal yanına iniyor. Erdem ise problemi çözmek için her detayı analiz etmeye çalışıyor.

Sonuç: Hepimiz Bir Şarj İhtiyacındayız

Hayatta reşarj olmak, yalnızca bedensel bir ihtiyaç değildir. Ruhsal ve duygusal bir gerekliliktir. Erdem’in çözüm odaklı yaklaşımını ve Zeynep’in empatik bakış açısını düşündüğümüzde, aslında her iki yaklaşım da birbirini tamamlıyor. Birine odaklanmak, diğerini göz ardı etmek, dengeyi bozabilir.

Herkesin hayatında farklı yollarla şarj olma yöntemleri vardır. Bazen bir çözüm bulmak, bazen de sadece birine derin bir şekilde dinlenmek, bazen yalnızca zaman ayırmak bile yeterlidir. Hepimizin farklı şarj olma ihtiyaçları var, ve bunun farkında olmak, hayata daha sağlıklı bir yaklaşım kazandırmak için önemli bir adımdır.