Sıfır karbon iktisadına geçişi hızlandırıyor
Net sıfır karbon iktisadını güçlendirme yolunda attığı adımları açıklayan Rolls-Royce, en geç 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için aksiyonlar belirlediğini duyurdu. Çizdikleri yol haritası kapsamında havacılık, ulaşım ve güç üretimi dâhil olmak üzere global iktisadın değerli alanlarında 2050 yılına kadar net sıfır karbona ulaşılmasını sağlamada öncü bir rol oynayacaklarını belirten Rolls-Royce, bu doğrultuda teknolojik yeteneklere nasıl odaklanacaklarını deklare etti. Hedeflenen bu odağın, sürdürülebilir yakıtların daha süratli bir biçimde devreye alınmasını ve verimlilikte kademeli iyileştirmeleri sağlayan yeni teknolojilerin geliştirilmesini içerdiği tabir edildi. BM Race to Zero kampanyasına iştirakinden 1 yıl daha sonra şirket, tüm yeni mamüllerini 2030 yılına kadar, hizmette olan tüm mamüllerini ise 2050 yılına kadar net sıfırla uyumlu hâle getirme planlarının olduğunu deklare etti. Net sıfıra uyumlu hale getirilecek bu mamüllerin hâlihazırda iktisadın karbon oranı en ağır olan alanlarından kimilerine güç sağladığı açıklandı. Buna ek olarak, bilhassa uzun aralık havacılık olmak üzere birtakım pazarların karbondan arındırılmasında kilit rol oynayan sürdürülebilir yakıtların kullanmasını hızlandırmak için kısa vadeli maksatlar de belirlendiği de vurgulandı. Güç Sistemleri portföyünde pek ileri düzeyde bulunduklarını belirten şirket, bunun kararı olarak da 2030 yılına kadar satılan yeni mamüllerin ömür uzunluğu emisyonlarını yüzde 35 oranında azaltmak gayesiyle bilime dayalı bir orta amaç tanımlayabilmek için gereğince sağlam datalara sahip olduklarına dikkat çekti.
Paris Mutabakatı iklim maksatlarını karşılamak için sistem değişikliği sağlıyor
Net sıfır karbona ulaşmak için tek bir tahlil yolu bulunmadığını belirten şirket, eş vakitli olarak birden çok alanda yenilik yapıldığını deklare etti. Yapılan açıklamalarda teknolojik tahlillerin suratı ve evvelandirilmesinin yanı sıra siyasette global tutarlılık ve iş birliğinin de muvaffakiyete ulaşmada kilit kıymet taşıdığı açıklandı. Bu niçinle de ilerlemeyi hızlandırmak için faaliyet gösterdikleri üç kritik alanda (ulaşım, güç ve kentsel dönüşüm) iş ortakları, sanayi önderleri ve hükümetlerle iş birliklerinin genişletildiği söz edildi. Rolls-Royce, karbondan arındırılması sıkıntı olan bu kesimlerde, Paris Muahedesi iklim amaçlarına ulaşmak ve global sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak için teknolojik atılımlar gerektiğinin BM Race to Zero tarafınca kesin olarak tespit edildiğini vurguladı.
Bahis hakkında açıklamada bulunan Rolls-Royce CEO’su Warren East, şunları söylemiş oldu: “Rolls-Royce olarak değişen teknolojinin müspet ve dönüştürücü potansiyeline inanıyoruz. Bu doğrultuda çağdaş dünyanın aktif işleyişinin merkezinde yer alan güce öncülük ediyoruz. İklim kriziyle çaba etmek için bu gücün net sıfır karbon emisyonu ile uyumlu hâle getirilmesi gerekiyor. Bu, toplumsal bir mecburilik ve bununla birlikte günümüzün en büyük ticari ve teknolojik fırsatlarından biri. Eserlerimiz ve hizmetlerimiz; dünya nüfusu arttıkça güce olan talebin fazlalaştığı, kentleşmenin ve refahın giderek arttığı ve daha fazla elektriğe muhtaçlık duyulan havacılık, ulaşım ve güç üretiminde kullanılıyor. Bu dallar hem de net sıfır karbona ulaşmanın en sıkıntı olduğu dallar. Sonuç olarak, yenilikçi teknolojimiz, net sıfır karbonlu bir geleceğe global geçişi sağlamada ve hatta hızlandırmada değerli bir role sahip. Dünya COVID-19 pandemisinin tesirlerinden çıkmaya ve toparlanmaya çalışırken, global ekonomik büyümenin net sıfır karbonlu bir gelecekle örtüşebileceğine ve Rolls-Royce’un bunun gerçekleşmesine yardımcı olabileceğine inanıyoruz” dedi.
COP26 BM Üst Seviye Destekleyicisi Nigel Topping ise mevzu hakkında şunları belirtti: “En geç 2050 yılına kadar sıfır emisyonlu bir iktisada giden yarışı kazanmak için iktisadın karbondan arındırılması en sıkıntı olan kritik alanlarında (enerji, ulaşım ve inşa edilmiş çevre) radikal iş birliği ve teknolojik atılımlar yapılması gerekiyor. Endüstriyel teknoloji tahlillerini toplumun gereksinim duyduğu sistem değişikliğini sağlamak için düzenleyen Rolls-Royce, kendisini günümüzün belirleyici ekonomik fırsatının ön saflarına koyarak, müşterilerin satın almak istediği, yatırımcıların desteklediği ve en akıllı yeteneklerin kullanıldığı tahlilleri bizlere sunuyor” dedi.
Geçişi sağlayabilecek yeniliklere öncülük ediyor
En güç teknolojik zorluklardan kimilerine tahliller üretme konusunda uzun senelera dayanan tecrübeye sahip olan Rolls-Royce, bir müddetdir uğraşlarını sürdürülebilir güç yaratmak üzerinde ağırlaştırdıklarını belirtti. Hâlihazırda dünyanın en verimli sivil uçak motorunu hizmete alan şirket, Trent XWB ve daha sonrasında gelen UltraFan motorlarının, birinci jenerasyon Trent motorlarına kıyasla yüzde 25 daha verimli olacağını ve sürdürülebilir havacılık yakıtları iktisadını değerli ölçüde güzelleştireceğini söz etti. Rolls-Royce yetkilileri ayrıyeten bir mikro şebeke şirketi kurduklarını ve buna bağlı olarak kentlere yahut endüstriyel süreçlere verdikleri gücü dönüştürme potansiyeline sahip küçük bir modüler reaktör (SMR) elektrik santrali tasarladıklarını da hatırlattı. Öte yandan, şirketin batarya depolama teknolojisine yatırım yaptığı, yakıt hücrelerinin tanıtımlarını hayata geçirdiği, büsbütün elektrikli ve hibrit elektrikli uçuşta önder pozisyonunda olduğu belirtildi. Bu kapsamda, önümüzdeki ay büsbütün elektrikli uçak olan Spirit of Innovation’ın dünya sürat rekorunu kırmak için göklerle buluşacağını belirten Rolls-Royce, müşterek ve ferdî tüm bu teknolojilerin, şirketin net sıfır karbon bir dünya imkânı sunmak için sahip olduğu kapsamlı uzmanlığı temsil ettiğini belirtti.
Ar-Ge yatırımını daha düşük ve net sıfır karbonlu tahlillere yönlendiriyor
BM Race to Zero kampanyası kapsamında verdikleri taahhütler doğrultusunda Rolls-Royce, iş modelini Paris İklim Muahedesi maksatlarıyla uyumlu hâle getirdiklerini ve global ekonomiyi net sıfır karbona taşıyacak yol haritasını belirlediklerini deklare etti. Bu doğrultuda şirket, mevcut kapsamlı Ar-Ge harcamalarına ayırdıkları hissesi yüzde 50’den 2025’e kadar en az yüzde 75’e çıkaracaklarını, bu biçimdece daha düşük karbon ve net sıfır teknoloji tahlilleri için daha fazla kaynak sağlayacaklarına duyurdu.
Karbondan arındırma stratejisi
Stratejinin birbiriyle kontaklı üç ayağı bulunuyor:
Faaliyetleri karbondan arındırmak
Rolls-Royce, 2030 yılına kadar kendi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları ortadan kaldıracağını belirtti. Bu doğrultuda, 2022 yılında net sıfır karbon statüsüne ulaşan birinci Rolls-Royce tesisi olacak olan İngiltere’nin Bristol kentindeki üretim tesisi üzere kimi tesislerin şirketi bu maksada daha erken ulaştıracağı belirtildi.
Karmaşık ve kritik sistemleri karbondan arındırmak
Eserlerinin net sıfıra uyumlu bir biçimde kullanılmasını sağlayacağını açıklayan şirket, net sıfıra global geçişi hızlandırabilecek yeni teknolojilere öncülük edeceğini tabir etti. Öte yandan şirket, net sıfır karbona ulaşmak için global iktisadın omurgasını oluşturan sistemlerin büyük çapta bir dönüşüm gerektirdiğini deklare etti. Sürdürülebilir yakıt iktisadını uygunlaştırmak için Rolls-Royce, birinci vakit içinderda motor portföyünün verimliliğini yeni kuşak teknolojilerle daha da geliştirerek bu geçişi hızlandırmaya yardımcı olacaklarını belirtti. İkinci olarak, yakıt hücreleri, mikro şebekeler, hibrit elektrikli ve büsbütün elektrikli teknolojiler dâhil olmak üzere yeni düşük yahut sıfır emisyonlu eserler sunulabileceği söz edildi. SAF’lerin devreye alınmasını hızlandırmaya yardımcı olmak için ise, üretimdeki tüm sivil uçak motorlarının 2023 yılına kadar testler yoluyla yüzde 100 SAF ile uyumlu hâle getireceğini belirtildi. Bu amaçların, mevcut Trent jet motor filolarının üçte ikisinin ve iş jeti motor filolarının 5’te 3’ünün, 3 yıl ortasında SAF’ye hazır olacağı ve 2030 yılına kadar havacılıkta kullanılan tüm yakıtın yüzde 10’unu SAF’in oluşturacağı formundaki BM Race to Zero amacıyla uyumlu olacağı manasına geldiği açıklandı. Buna ek olarak, günümüz SAF’leri, karbon emisyonları ömür döngüsünü yüzde 70’e kadar azalttığı lakin sentetik olarak türetilmiş yakıtlar için üretim yolları olgunlaştıkça bu oranın yüzde 100’e kadar yükselebileceği söz edildi. Rolls-Royce, ürettiği motorları kullanan silahlı kuvvetlerdeki müşterileriyle de tıpkı maksada ulaşmak için birlikte çalışacağını ve SAF’lerin kullanması arttıkça gelecekteki savaş sistemlerinin net sıfır karbon ile uyumlu olmasını sağlayacağını deklare etti. 2023 yılına kadar, yeni nesil mtu 2000 ve 4000 Serisi motorlarının sürdürülebilir yakıtlarla kullanmasını da belgelendirmeyi planlayan Rolls-Royce, bunların ürettiği pistonlu motorların büyük kısmını oluşturduğunu, güç üretiminden demiryolu ve taşımaya kadar çeşitli uygulamalarda kullanıldığını tabir etti. Belirlenen tüm bu 2023 maksatlarına ulaşmanın artık şirketin yönetici fiyat siyasetlerinin bir kesimini haline geldiği açıklandı.
Fikir savunuculuğu
Şirket, bu maksada ulaşmak için kamu ve siyaset takviyesiyle gereken aktif ortamı etkin olarak savunacağını duyurdu.
Teknolojik inovasyonlar
Kentsel hava hareketliliği pazarında göstericiler üretme periyodunu tamamlayan Rolls Royce, büsbütün elektrikli havacılıkta İngiliz Vertical Aerospace, İtalyan uçak üreticisi Tecnam ve Norveç havayolu Wideroe üzere şirketlerle ticari mutabakatlara hakikat geçiş yaptıklarını deklare etti ayrıyeten hâlihazırda havacılık alanındaki en kuvvetli hibrit-elektrikli tahrik sistemini test ettiklerini belirten şirket, birinci jenerasyon Trent motorlarına kıyasla yüzde 25 daha verimli olacak ve SAF iktisadını güzelleştirecek UltraFan uçak motorunda da ilerlemeler kaydedildiğini söz etti. İngiltere’deki Tempest programına iştirakleri kapsamında şirket, savunma uygulamalarında SAF’lerin kullanmasıyla ilgili incelemeler yaptıklarını belirtti.
Yetkililer tarafınca yapılan açıklamalarda, ücra yerleşim bölgelerinde yenilenebilir güç kullanmasını yaygınlaştırmaya ve güç oranı ağır olan dijital ekonomiyi genişletmeye yardımcı olmak için büsbütün şirket tarafınca geliştirilen batarya depolama tahlilleri ile mikro şebekelerin geliştirilip, müşteriyle buluşturulduğu açıklandı ayrıyeten endüstriyel taşıtlar ve süreçler için pak güç sağlamak üzere yakıt hücreleri sunularak ek fonksiyonellikler üzerinde araştırmalar yapıldığı da söz edildi.
Rolls-Royce’un Almanya’daki Power Systems tesisinde ise hidrojen yakıt hücresi modüllerinin test edildiği ve 2023 yılına kadar 2 MW’lık hidrojen yakıt hücrelerinin operasyonel mikro şebeke göstericilerine entegre edilmesinin planlandığı belirtildi.
Modülü olduğu SMR konsorsiyumuyla şirketin güç üretimine yenilikçi bir yaklaşım getirdiği ve bu sayede nükleer gücün maliyetinde önemli değişiklik yaratarak net sıfır karbona kıymetli bir katkı sağlamaya hazırlandığı tabir edildi. Bu doğrultuda 470 MW’lık her bir SMR’ın, 1 milyon konuttan oluşan bir kentin karbondan arındırılmasına yardımcı olabileceği açıklandı. Birleşik Krallık Hükümeti takviyesi ve 3’üncü kuruluş yatırımlarıyla geliştirilen programın tasarım onayı yolunda yeni bir etaba gelindiği ve gelecek 10 yıl ortasında şebekeye güç sağlanabileceği belirtildi.
Sürdürülebilir net sıfır güce öncülük etmeyi amaçlayan Rolls-Royce, gelecekteki inovasyon çalışmalarının ve büyüme maksatlarının merkezinde bu stratejiyi bulunduracaklarını vurguladı. Karbondan arındırma stratejisi ile Rolls-Royce’un sadece net sıfır odaklı gelecekle uyumlu olmasının değil, net sıfırı etkinleştirmesinin de sağlanacağı belirtildi.
Hibya Haber Ajansı
Net sıfır karbon iktisadını güçlendirme yolunda attığı adımları açıklayan Rolls-Royce, en geç 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için aksiyonlar belirlediğini duyurdu. Çizdikleri yol haritası kapsamında havacılık, ulaşım ve güç üretimi dâhil olmak üzere global iktisadın değerli alanlarında 2050 yılına kadar net sıfır karbona ulaşılmasını sağlamada öncü bir rol oynayacaklarını belirten Rolls-Royce, bu doğrultuda teknolojik yeteneklere nasıl odaklanacaklarını deklare etti. Hedeflenen bu odağın, sürdürülebilir yakıtların daha süratli bir biçimde devreye alınmasını ve verimlilikte kademeli iyileştirmeleri sağlayan yeni teknolojilerin geliştirilmesini içerdiği tabir edildi. BM Race to Zero kampanyasına iştirakinden 1 yıl daha sonra şirket, tüm yeni mamüllerini 2030 yılına kadar, hizmette olan tüm mamüllerini ise 2050 yılına kadar net sıfırla uyumlu hâle getirme planlarının olduğunu deklare etti. Net sıfıra uyumlu hale getirilecek bu mamüllerin hâlihazırda iktisadın karbon oranı en ağır olan alanlarından kimilerine güç sağladığı açıklandı. Buna ek olarak, bilhassa uzun aralık havacılık olmak üzere birtakım pazarların karbondan arındırılmasında kilit rol oynayan sürdürülebilir yakıtların kullanmasını hızlandırmak için kısa vadeli maksatlar de belirlendiği de vurgulandı. Güç Sistemleri portföyünde pek ileri düzeyde bulunduklarını belirten şirket, bunun kararı olarak da 2030 yılına kadar satılan yeni mamüllerin ömür uzunluğu emisyonlarını yüzde 35 oranında azaltmak gayesiyle bilime dayalı bir orta amaç tanımlayabilmek için gereğince sağlam datalara sahip olduklarına dikkat çekti.
Paris Mutabakatı iklim maksatlarını karşılamak için sistem değişikliği sağlıyor
Net sıfır karbona ulaşmak için tek bir tahlil yolu bulunmadığını belirten şirket, eş vakitli olarak birden çok alanda yenilik yapıldığını deklare etti. Yapılan açıklamalarda teknolojik tahlillerin suratı ve evvelandirilmesinin yanı sıra siyasette global tutarlılık ve iş birliğinin de muvaffakiyete ulaşmada kilit kıymet taşıdığı açıklandı. Bu niçinle de ilerlemeyi hızlandırmak için faaliyet gösterdikleri üç kritik alanda (ulaşım, güç ve kentsel dönüşüm) iş ortakları, sanayi önderleri ve hükümetlerle iş birliklerinin genişletildiği söz edildi. Rolls-Royce, karbondan arındırılması sıkıntı olan bu kesimlerde, Paris Muahedesi iklim amaçlarına ulaşmak ve global sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak için teknolojik atılımlar gerektiğinin BM Race to Zero tarafınca kesin olarak tespit edildiğini vurguladı.
Bahis hakkında açıklamada bulunan Rolls-Royce CEO’su Warren East, şunları söylemiş oldu: “Rolls-Royce olarak değişen teknolojinin müspet ve dönüştürücü potansiyeline inanıyoruz. Bu doğrultuda çağdaş dünyanın aktif işleyişinin merkezinde yer alan güce öncülük ediyoruz. İklim kriziyle çaba etmek için bu gücün net sıfır karbon emisyonu ile uyumlu hâle getirilmesi gerekiyor. Bu, toplumsal bir mecburilik ve bununla birlikte günümüzün en büyük ticari ve teknolojik fırsatlarından biri. Eserlerimiz ve hizmetlerimiz; dünya nüfusu arttıkça güce olan talebin fazlalaştığı, kentleşmenin ve refahın giderek arttığı ve daha fazla elektriğe muhtaçlık duyulan havacılık, ulaşım ve güç üretiminde kullanılıyor. Bu dallar hem de net sıfır karbona ulaşmanın en sıkıntı olduğu dallar. Sonuç olarak, yenilikçi teknolojimiz, net sıfır karbonlu bir geleceğe global geçişi sağlamada ve hatta hızlandırmada değerli bir role sahip. Dünya COVID-19 pandemisinin tesirlerinden çıkmaya ve toparlanmaya çalışırken, global ekonomik büyümenin net sıfır karbonlu bir gelecekle örtüşebileceğine ve Rolls-Royce’un bunun gerçekleşmesine yardımcı olabileceğine inanıyoruz” dedi.
COP26 BM Üst Seviye Destekleyicisi Nigel Topping ise mevzu hakkında şunları belirtti: “En geç 2050 yılına kadar sıfır emisyonlu bir iktisada giden yarışı kazanmak için iktisadın karbondan arındırılması en sıkıntı olan kritik alanlarında (enerji, ulaşım ve inşa edilmiş çevre) radikal iş birliği ve teknolojik atılımlar yapılması gerekiyor. Endüstriyel teknoloji tahlillerini toplumun gereksinim duyduğu sistem değişikliğini sağlamak için düzenleyen Rolls-Royce, kendisini günümüzün belirleyici ekonomik fırsatının ön saflarına koyarak, müşterilerin satın almak istediği, yatırımcıların desteklediği ve en akıllı yeteneklerin kullanıldığı tahlilleri bizlere sunuyor” dedi.
Geçişi sağlayabilecek yeniliklere öncülük ediyor
En güç teknolojik zorluklardan kimilerine tahliller üretme konusunda uzun senelera dayanan tecrübeye sahip olan Rolls-Royce, bir müddetdir uğraşlarını sürdürülebilir güç yaratmak üzerinde ağırlaştırdıklarını belirtti. Hâlihazırda dünyanın en verimli sivil uçak motorunu hizmete alan şirket, Trent XWB ve daha sonrasında gelen UltraFan motorlarının, birinci jenerasyon Trent motorlarına kıyasla yüzde 25 daha verimli olacağını ve sürdürülebilir havacılık yakıtları iktisadını değerli ölçüde güzelleştireceğini söz etti. Rolls-Royce yetkilileri ayrıyeten bir mikro şebeke şirketi kurduklarını ve buna bağlı olarak kentlere yahut endüstriyel süreçlere verdikleri gücü dönüştürme potansiyeline sahip küçük bir modüler reaktör (SMR) elektrik santrali tasarladıklarını da hatırlattı. Öte yandan, şirketin batarya depolama teknolojisine yatırım yaptığı, yakıt hücrelerinin tanıtımlarını hayata geçirdiği, büsbütün elektrikli ve hibrit elektrikli uçuşta önder pozisyonunda olduğu belirtildi. Bu kapsamda, önümüzdeki ay büsbütün elektrikli uçak olan Spirit of Innovation’ın dünya sürat rekorunu kırmak için göklerle buluşacağını belirten Rolls-Royce, müşterek ve ferdî tüm bu teknolojilerin, şirketin net sıfır karbon bir dünya imkânı sunmak için sahip olduğu kapsamlı uzmanlığı temsil ettiğini belirtti.
Ar-Ge yatırımını daha düşük ve net sıfır karbonlu tahlillere yönlendiriyor
BM Race to Zero kampanyası kapsamında verdikleri taahhütler doğrultusunda Rolls-Royce, iş modelini Paris İklim Muahedesi maksatlarıyla uyumlu hâle getirdiklerini ve global ekonomiyi net sıfır karbona taşıyacak yol haritasını belirlediklerini deklare etti. Bu doğrultuda şirket, mevcut kapsamlı Ar-Ge harcamalarına ayırdıkları hissesi yüzde 50’den 2025’e kadar en az yüzde 75’e çıkaracaklarını, bu biçimdece daha düşük karbon ve net sıfır teknoloji tahlilleri için daha fazla kaynak sağlayacaklarına duyurdu.
Karbondan arındırma stratejisi
Stratejinin birbiriyle kontaklı üç ayağı bulunuyor:
Faaliyetleri karbondan arındırmak
Rolls-Royce, 2030 yılına kadar kendi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları ortadan kaldıracağını belirtti. Bu doğrultuda, 2022 yılında net sıfır karbon statüsüne ulaşan birinci Rolls-Royce tesisi olacak olan İngiltere’nin Bristol kentindeki üretim tesisi üzere kimi tesislerin şirketi bu maksada daha erken ulaştıracağı belirtildi.
Karmaşık ve kritik sistemleri karbondan arındırmak
Eserlerinin net sıfıra uyumlu bir biçimde kullanılmasını sağlayacağını açıklayan şirket, net sıfıra global geçişi hızlandırabilecek yeni teknolojilere öncülük edeceğini tabir etti. Öte yandan şirket, net sıfır karbona ulaşmak için global iktisadın omurgasını oluşturan sistemlerin büyük çapta bir dönüşüm gerektirdiğini deklare etti. Sürdürülebilir yakıt iktisadını uygunlaştırmak için Rolls-Royce, birinci vakit içinderda motor portföyünün verimliliğini yeni kuşak teknolojilerle daha da geliştirerek bu geçişi hızlandırmaya yardımcı olacaklarını belirtti. İkinci olarak, yakıt hücreleri, mikro şebekeler, hibrit elektrikli ve büsbütün elektrikli teknolojiler dâhil olmak üzere yeni düşük yahut sıfır emisyonlu eserler sunulabileceği söz edildi. SAF’lerin devreye alınmasını hızlandırmaya yardımcı olmak için ise, üretimdeki tüm sivil uçak motorlarının 2023 yılına kadar testler yoluyla yüzde 100 SAF ile uyumlu hâle getireceğini belirtildi. Bu amaçların, mevcut Trent jet motor filolarının üçte ikisinin ve iş jeti motor filolarının 5’te 3’ünün, 3 yıl ortasında SAF’ye hazır olacağı ve 2030 yılına kadar havacılıkta kullanılan tüm yakıtın yüzde 10’unu SAF’in oluşturacağı formundaki BM Race to Zero amacıyla uyumlu olacağı manasına geldiği açıklandı. Buna ek olarak, günümüz SAF’leri, karbon emisyonları ömür döngüsünü yüzde 70’e kadar azalttığı lakin sentetik olarak türetilmiş yakıtlar için üretim yolları olgunlaştıkça bu oranın yüzde 100’e kadar yükselebileceği söz edildi. Rolls-Royce, ürettiği motorları kullanan silahlı kuvvetlerdeki müşterileriyle de tıpkı maksada ulaşmak için birlikte çalışacağını ve SAF’lerin kullanması arttıkça gelecekteki savaş sistemlerinin net sıfır karbon ile uyumlu olmasını sağlayacağını deklare etti. 2023 yılına kadar, yeni nesil mtu 2000 ve 4000 Serisi motorlarının sürdürülebilir yakıtlarla kullanmasını da belgelendirmeyi planlayan Rolls-Royce, bunların ürettiği pistonlu motorların büyük kısmını oluşturduğunu, güç üretiminden demiryolu ve taşımaya kadar çeşitli uygulamalarda kullanıldığını tabir etti. Belirlenen tüm bu 2023 maksatlarına ulaşmanın artık şirketin yönetici fiyat siyasetlerinin bir kesimini haline geldiği açıklandı.
Fikir savunuculuğu
Şirket, bu maksada ulaşmak için kamu ve siyaset takviyesiyle gereken aktif ortamı etkin olarak savunacağını duyurdu.
Teknolojik inovasyonlar
Kentsel hava hareketliliği pazarında göstericiler üretme periyodunu tamamlayan Rolls Royce, büsbütün elektrikli havacılıkta İngiliz Vertical Aerospace, İtalyan uçak üreticisi Tecnam ve Norveç havayolu Wideroe üzere şirketlerle ticari mutabakatlara hakikat geçiş yaptıklarını deklare etti ayrıyeten hâlihazırda havacılık alanındaki en kuvvetli hibrit-elektrikli tahrik sistemini test ettiklerini belirten şirket, birinci jenerasyon Trent motorlarına kıyasla yüzde 25 daha verimli olacak ve SAF iktisadını güzelleştirecek UltraFan uçak motorunda da ilerlemeler kaydedildiğini söz etti. İngiltere’deki Tempest programına iştirakleri kapsamında şirket, savunma uygulamalarında SAF’lerin kullanmasıyla ilgili incelemeler yaptıklarını belirtti.
Yetkililer tarafınca yapılan açıklamalarda, ücra yerleşim bölgelerinde yenilenebilir güç kullanmasını yaygınlaştırmaya ve güç oranı ağır olan dijital ekonomiyi genişletmeye yardımcı olmak için büsbütün şirket tarafınca geliştirilen batarya depolama tahlilleri ile mikro şebekelerin geliştirilip, müşteriyle buluşturulduğu açıklandı ayrıyeten endüstriyel taşıtlar ve süreçler için pak güç sağlamak üzere yakıt hücreleri sunularak ek fonksiyonellikler üzerinde araştırmalar yapıldığı da söz edildi.
Rolls-Royce’un Almanya’daki Power Systems tesisinde ise hidrojen yakıt hücresi modüllerinin test edildiği ve 2023 yılına kadar 2 MW’lık hidrojen yakıt hücrelerinin operasyonel mikro şebeke göstericilerine entegre edilmesinin planlandığı belirtildi.
Modülü olduğu SMR konsorsiyumuyla şirketin güç üretimine yenilikçi bir yaklaşım getirdiği ve bu sayede nükleer gücün maliyetinde önemli değişiklik yaratarak net sıfır karbona kıymetli bir katkı sağlamaya hazırlandığı tabir edildi. Bu doğrultuda 470 MW’lık her bir SMR’ın, 1 milyon konuttan oluşan bir kentin karbondan arındırılmasına yardımcı olabileceği açıklandı. Birleşik Krallık Hükümeti takviyesi ve 3’üncü kuruluş yatırımlarıyla geliştirilen programın tasarım onayı yolunda yeni bir etaba gelindiği ve gelecek 10 yıl ortasında şebekeye güç sağlanabileceği belirtildi.
Sürdürülebilir net sıfır güce öncülük etmeyi amaçlayan Rolls-Royce, gelecekteki inovasyon çalışmalarının ve büyüme maksatlarının merkezinde bu stratejiyi bulunduracaklarını vurguladı. Karbondan arındırma stratejisi ile Rolls-Royce’un sadece net sıfır odaklı gelecekle uyumlu olmasının değil, net sıfırı etkinleştirmesinin de sağlanacağı belirtildi.
Hibya Haber Ajansı