Tehlike kapımızda! Türkiye kıyılarına ulaştı
Meltem Günay – İstanbul Suriye’de bir güç santralinden yayılan petrol sızıntısı, Akdeniz ülkelerini tehdit ederken Hatay Samandağ kıyısında görülen petrol atıkları büyük tehlikenin kapımızda olduğunu gösterdi. Uzmanlar, Türkiye’nin güney kıyılarının tehlike altında olduğunu vurgularken önümüzdeki hafta ortasında petrol atıklarının kıyılara ulaşabileceğine dikkat çekti. Yaşanan durumun bir sızıntı olmadığını, denize dökülen 15 bin ton petrol dökümü olduğunu söyleyen Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Eserleri Fakültesi Su Eserleri Temel Bilimleri Kısmı öğretim üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, “Büyük bir kütle hareket ediyor. Birinci başta Kıbrıs’a gideceğinden şüpheleniyordu zira akıntı sistemi Kıbrıs’a gerçek yönlendirebiliyor. Ancak Kıbrıs açıklarında bir girdap var, o girdaptan Kıbrıs’a değil de bizim tarafa hakikat yöneldiğini anlıyoruz zira Samandağ’a birinci atıklar geldi” dedi.
ANTALYA’YA DA ULAŞIR
Suriye’den denize dökülen bir şeyin Türkiye kıyılarına ulaşmasının on gün aldığını lisana getiren Gündoğdu, şu biçimde devam etti:
“On günlük süreyi geride bıraktık ve birinci izlenimlerini gördük. Samandağ’ı vurdu. Yavaş yavaş Adana kıyılarına ve daha sonra Antalya’ya ulaşır. Bunu bir ay içerisinde bakılırsabiliriz. Bu ortada olağan kaidelerden bahsediyoruz. Öteki faktörler devreye girer, fırtına çıkar, bu biçimde işin rengi değişir.”
Doç. Dr. Gündoğdu, bu sorunun kaynağından önlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye, bütün yüzey temizleme gemilerini o bölgeye gönderip müsilajda yapıldığı üzere bunu toplanayabilir. En azından ölçüsü azaltılır. Bariyerlerle bu işin tahlili mümkün değil bariyerle tutarsınız istikametini tahminen kısmen değiştirirsiniz lakin sonuçta bu deniz ortak deniz” dedi.
Kirliliğin sonuçlarının fazlaca önemli olduğunu lisana getiren Gündoğdu, “Deniz hayatını tehdit eden bir durumla karşı karşıyayız. Deniz ekosisteminde önemli sıkıntılara niye olurak toplu balık vefatlarına niye olabilir, deniz tabanına çökerek deniz tabanının üzerini kaplar ve oradaki canlılığı yok edebilir. Bu bölge deniz kaplumbağası ve carettaların yuvalama alanı. Onları olumsuz etkiler” dedi.
Etraf Mühendisleri Odası Mersin Şube Lideri Sinan Can ise, atıkların Hatay kıyılarında görülmeye başlandığını belirterek, “Kıbrıs kıyılarında bariyerlerle tedbire çalışmaları devam ediyor. Şu anda bizim bölgemizde yok ancak Mersin’e gelmesi de beklenen. Akıntının tarafı Mersin’e gerçek olursa gelme ihtimali var. Burada tedbire noktasında hazır bekleyen ekipman sistemleri var. Bakanlık ve kıyı güvenlik bununla ilgili çalışmalar yapıyor” dedi.
‘CAN ALICI MESELELER ÇIKAR’
Mersin’de hala turizm döneminin devam ettiğini, balıkçılık döneminin açılacağını anlatan Can kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Bölgedeki tesirlerine bakarsak, Hatay-Adana bölgeleri hayli fazla turist alan yerler değil, turizm Mersin’den başlıyor. Mersin’de denizi kullanma oranları yüksek. bu biçimde bir petrol türevi kirliliği buralarda görülürse Mersin’de hayli can alıcı sıkıntılar çıkacak. Turist kaybına yol açacak. Görsel ve kokusal kirlilik olabilir. bir daha balık dönemi açılıyor. Mersin değerli bir balıkçı kenti. Petrol türevli gereçler Mersin’de görülürse önemli manada yüzeyi kaplayan bir durum olursa balıkçılık faaliyetleri de sekteye uğrar. Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya nazaran, 1 milyon dekardan fazla alan şu anda Akdeniz’de petrol türevli gereçlerle kaplanmış durumda. Petrol toplama ve acil müdahale gemileriyle teyakkuzdalar.”
Petrol sızıntısının Akdeniz’de hayatı tehdit ettiğini belirten Doğal ömrü Muhafaza Derneği (WWF Türkiye) Genel Müdürü Aslı Pasinli de Suriye’den yayılan petrol sızıntısının etkileyebileceği yerler içinde Doğu Akdeniz kıyılarımızın da yer aldığına dikkat çekerek, “Mersin, Adana ve Hatay kıyılarımız Akdeniz havzasında tehlike altındaki yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) en ağır yuvalama alanları ve Ekime kadar yavru çıkışları devam ediyor. İskenderun Körfezi balıkçılık açısından değerli ve petrol kirliliği bu bölgedeki balıkçılar için önemli bir tehdit. Doğu Akdeniz kıyılarımızdaki kıyı ve deniz müdafaa alanlarımız için de petrol kirliliği önemli bir tehdit” dedi.
Petrol kirliliğinin yayılmasının önüne geçilmesi için Birleşmiş Milletler Etraf Programı (UNEP) Barselona Sözleşmesi’ne (Akdeniz’in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgesinin Korunması Sözleşmesi) taraf ülkeler içinde teknik işbirliğinin harekete geçirilmesinin acil değer taşıdığına dikkat çeken Pasinli, “Bu cins kazaları önlemek için, Açık Deniz Protokolü, Kara Tabanlı Kaynaklar Protokolü, Tedbire ve Acil Durum Protokolü dahil tüm kontrat protokollerini onaylayıp faal bir biçimde uygulanmasını sağlamak için gerekli adımları atmalıyız” davetinde bulundu.
BU YIL İKİNCİ BÜYÜK PETROL SIZINTISI
WWF-Türkiye (Doğal hayatı Müdafaa Vakfı), olayın, bölgedeki kıyı ekosistemleri üzerinde direkt ve uzun vadeli tesirler yaratabileceğine dikkat çekerken, Suriye kaynaklı sızıntı, Şubat ayında İsrail’de bir yük gemisinden kaynaklanan olayın akabinde bölgede bu yıl meydana gelen ikinci büyük petrol sızıntısı. 800 km2’ye yayıldığı bildirilen petrol, Kıbrıs ve Türkiye kıyı şeridini de tehdit ediyor. WWF-Türkiye (Doğal ömrü Muhafaza Vakfı), olayın, bölgedeki kıyı ekosistemleri üzerinde direkt ve uzun vadeli tesirler yaratabileceğine dikkat çekerken, Suriye kaynaklı sızıntı, Şubat ayında İsrail’de bir yük gemisinden kaynaklanan olayın akabinde bölgede bu yıl meydana gelen ikinci büyük petrol sızıntısı. 800 km2’ye yayıldığı bildirilen petrol, Kıbrıs ve Türkiye kıyı şeridini de tehdit ediyor.
Meltem Günay – İstanbul Suriye’de bir güç santralinden yayılan petrol sızıntısı, Akdeniz ülkelerini tehdit ederken Hatay Samandağ kıyısında görülen petrol atıkları büyük tehlikenin kapımızda olduğunu gösterdi. Uzmanlar, Türkiye’nin güney kıyılarının tehlike altında olduğunu vurgularken önümüzdeki hafta ortasında petrol atıklarının kıyılara ulaşabileceğine dikkat çekti. Yaşanan durumun bir sızıntı olmadığını, denize dökülen 15 bin ton petrol dökümü olduğunu söyleyen Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Eserleri Fakültesi Su Eserleri Temel Bilimleri Kısmı öğretim üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, “Büyük bir kütle hareket ediyor. Birinci başta Kıbrıs’a gideceğinden şüpheleniyordu zira akıntı sistemi Kıbrıs’a gerçek yönlendirebiliyor. Ancak Kıbrıs açıklarında bir girdap var, o girdaptan Kıbrıs’a değil de bizim tarafa hakikat yöneldiğini anlıyoruz zira Samandağ’a birinci atıklar geldi” dedi.
ANTALYA’YA DA ULAŞIR
Suriye’den denize dökülen bir şeyin Türkiye kıyılarına ulaşmasının on gün aldığını lisana getiren Gündoğdu, şu biçimde devam etti:
“On günlük süreyi geride bıraktık ve birinci izlenimlerini gördük. Samandağ’ı vurdu. Yavaş yavaş Adana kıyılarına ve daha sonra Antalya’ya ulaşır. Bunu bir ay içerisinde bakılırsabiliriz. Bu ortada olağan kaidelerden bahsediyoruz. Öteki faktörler devreye girer, fırtına çıkar, bu biçimde işin rengi değişir.”
Doç. Dr. Gündoğdu, bu sorunun kaynağından önlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye, bütün yüzey temizleme gemilerini o bölgeye gönderip müsilajda yapıldığı üzere bunu toplanayabilir. En azından ölçüsü azaltılır. Bariyerlerle bu işin tahlili mümkün değil bariyerle tutarsınız istikametini tahminen kısmen değiştirirsiniz lakin sonuçta bu deniz ortak deniz” dedi.
Kirliliğin sonuçlarının fazlaca önemli olduğunu lisana getiren Gündoğdu, “Deniz hayatını tehdit eden bir durumla karşı karşıyayız. Deniz ekosisteminde önemli sıkıntılara niye olurak toplu balık vefatlarına niye olabilir, deniz tabanına çökerek deniz tabanının üzerini kaplar ve oradaki canlılığı yok edebilir. Bu bölge deniz kaplumbağası ve carettaların yuvalama alanı. Onları olumsuz etkiler” dedi.
Etraf Mühendisleri Odası Mersin Şube Lideri Sinan Can ise, atıkların Hatay kıyılarında görülmeye başlandığını belirterek, “Kıbrıs kıyılarında bariyerlerle tedbire çalışmaları devam ediyor. Şu anda bizim bölgemizde yok ancak Mersin’e gelmesi de beklenen. Akıntının tarafı Mersin’e gerçek olursa gelme ihtimali var. Burada tedbire noktasında hazır bekleyen ekipman sistemleri var. Bakanlık ve kıyı güvenlik bununla ilgili çalışmalar yapıyor” dedi.
‘CAN ALICI MESELELER ÇIKAR’
Mersin’de hala turizm döneminin devam ettiğini, balıkçılık döneminin açılacağını anlatan Can kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Bölgedeki tesirlerine bakarsak, Hatay-Adana bölgeleri hayli fazla turist alan yerler değil, turizm Mersin’den başlıyor. Mersin’de denizi kullanma oranları yüksek. bu biçimde bir petrol türevi kirliliği buralarda görülürse Mersin’de hayli can alıcı sıkıntılar çıkacak. Turist kaybına yol açacak. Görsel ve kokusal kirlilik olabilir. bir daha balık dönemi açılıyor. Mersin değerli bir balıkçı kenti. Petrol türevli gereçler Mersin’de görülürse önemli manada yüzeyi kaplayan bir durum olursa balıkçılık faaliyetleri de sekteye uğrar. Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya nazaran, 1 milyon dekardan fazla alan şu anda Akdeniz’de petrol türevli gereçlerle kaplanmış durumda. Petrol toplama ve acil müdahale gemileriyle teyakkuzdalar.”
Petrol sızıntısının Akdeniz’de hayatı tehdit ettiğini belirten Doğal ömrü Muhafaza Derneği (WWF Türkiye) Genel Müdürü Aslı Pasinli de Suriye’den yayılan petrol sızıntısının etkileyebileceği yerler içinde Doğu Akdeniz kıyılarımızın da yer aldığına dikkat çekerek, “Mersin, Adana ve Hatay kıyılarımız Akdeniz havzasında tehlike altındaki yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) en ağır yuvalama alanları ve Ekime kadar yavru çıkışları devam ediyor. İskenderun Körfezi balıkçılık açısından değerli ve petrol kirliliği bu bölgedeki balıkçılar için önemli bir tehdit. Doğu Akdeniz kıyılarımızdaki kıyı ve deniz müdafaa alanlarımız için de petrol kirliliği önemli bir tehdit” dedi.
Petrol kirliliğinin yayılmasının önüne geçilmesi için Birleşmiş Milletler Etraf Programı (UNEP) Barselona Sözleşmesi’ne (Akdeniz’in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgesinin Korunması Sözleşmesi) taraf ülkeler içinde teknik işbirliğinin harekete geçirilmesinin acil değer taşıdığına dikkat çeken Pasinli, “Bu cins kazaları önlemek için, Açık Deniz Protokolü, Kara Tabanlı Kaynaklar Protokolü, Tedbire ve Acil Durum Protokolü dahil tüm kontrat protokollerini onaylayıp faal bir biçimde uygulanmasını sağlamak için gerekli adımları atmalıyız” davetinde bulundu.
BU YIL İKİNCİ BÜYÜK PETROL SIZINTISI
WWF-Türkiye (Doğal hayatı Müdafaa Vakfı), olayın, bölgedeki kıyı ekosistemleri üzerinde direkt ve uzun vadeli tesirler yaratabileceğine dikkat çekerken, Suriye kaynaklı sızıntı, Şubat ayında İsrail’de bir yük gemisinden kaynaklanan olayın akabinde bölgede bu yıl meydana gelen ikinci büyük petrol sızıntısı. 800 km2’ye yayıldığı bildirilen petrol, Kıbrıs ve Türkiye kıyı şeridini de tehdit ediyor. WWF-Türkiye (Doğal ömrü Muhafaza Vakfı), olayın, bölgedeki kıyı ekosistemleri üzerinde direkt ve uzun vadeli tesirler yaratabileceğine dikkat çekerken, Suriye kaynaklı sızıntı, Şubat ayında İsrail’de bir yük gemisinden kaynaklanan olayın akabinde bölgede bu yıl meydana gelen ikinci büyük petrol sızıntısı. 800 km2’ye yayıldığı bildirilen petrol, Kıbrıs ve Türkiye kıyı şeridini de tehdit ediyor.