Tutum nedir özet ?

Ask

New member
Tutum Nedir? Biraz Ciddiyet, Biraz Mizah, Hepimize Göre!

Herkesin hayatında "görüşme", "sınav", ya da "sürekli gergin bir gün" gibi olaylar olmuştur. O anlarda insanın içinden geçen tek şey, "Biraz daha pozitif olmalı mıyım?" sorusudur. Peki, bu sorunun cevabı nedir? İşte tutum, aslında o anki ruh halimizi, çevremize karşı olan bakış açımızı ve duruşumuzu belirleyen "gizli güç"tür! Kulağa sanki Hollywood filmi gibi geliyor, değil mi? Ama bu o kadar da abartılı bir şey değil!

Tutum, sadece dışarıdan görünen davranışlarımızla sınırlı değildir. Aynı zamanda bir duruş, bir içsel tavırdır. Kısacası, içsel dünyamızın dışa yansımasıdır. Bunu bir "görüşme anı" gibi düşünün: Eğer çok gerginseniz, o pozitif enerjiye sahip olmak imkansız olabilir, değil mi? Ama tutum, her durumda takındığınız tavır ve yaklaşımdır. Bu, “bugün her şey yolunda!” diyen birinin, sabah uyanır uyanmaz “Hayat bana şans vermiyor!” diyen birinden çok farklı olmasını sağlar. İşte tam da burada tutum devreye girer.


Tutumun Tanımı: Ne Oluyor Yani?

Tutum, genel anlamıyla, bir kişi ya da duruma karşı duyduğumuz duygusal bir yönelimdir. Kısacası, bir konuya veya duruma nasıl baktığımızı gösterir. Bu, bir "öğrenilmiş" veya "doğuştan gelen" bir özellik olabilir. Ancak işin komik tarafı, genellikle tutumlarımızı düşündüğümüzde, bunları başkalarına yansıtmaktan çok, başkalarının bizimle ilgili tutumlarına odaklanırız. Yani, birisi size "Bugün çok canlanmışsın!" dediğinde, siz de bir yandan "Bu nasıl bir yaklaşım!" diye düşünebilirsiniz. Bu küçük örnek, tutumların bazen bizi nasıl etkilediğini gösteriyor.

Peki, tutumlarımız nasıl gelişir? Çoğunlukla çevremizdeki insanlar ve yaşadığımız deneyimler tarafından şekilleniriz. Bir kişiyle karşılaşırsınız, ilk izleniminiz, o kişinin size yaklaşımıyla alakalı olur. İyi ya da kötü bir tutumla karşılaşırsınız, sonra o kişiye karşı takındığınız tavır, size öğretilen bir tutum olabilir. Yani her şey birbirine bağlıdır: bir olay, bir kişi, bir bakış açısı…


Erkeklerin Çözüm Odaklı Tutumları: Problemi Hızla Çözelim!

Evet, erkekler de tutumlarını şekillendirirken genellikle “çözüm odaklı” yaklaşımlar tercih ederler. Mesela, işyerindeki bir problemle karşılaşan bir erkek, hemen çözüm önerileri üretmeye başlar. Bir arkadaşınızın kötü bir ruh hali varsa, çözüm basittir: “Ne yapabilirim, seni nasıl mutlu ederim?” Her ne kadar toplumsal kalıplar ve klişeler erkeklerin bu şekilde davranmalarını teşvik etmiş olsa da, bu yaklaşım aslında bir çok durumda oldukça etkili olabiliyor.

Buna karşılık, çözüme odaklanmak bazen sadece pratiklik gerektirebilir. Örneğin, bir sorunla karşılaştığında, bir erkek öncelikli olarak o sorunun çözülmesi gerektiğine odaklanabilir. Bu da bir anlamda içsel tutumlarının bir yansımasıdır. Hatta bazen, bir kadının “Neden sadece dinlemiyorsun?” demesiyle karşılaşabilirler! 😅 Ancak önemli olan burada, tutumun dışa yansıması değil, kişinin içsel yaklaşımının ne kadar sağlam olduğudur. Yani, erkeklerin çözüm odaklı tutumları bazen duygusal bir çözümden çok, daha analitik ve pratik bir yaklaşımı temsil eder.


Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Tutumları: Bizi Anlamak Gerek!

Kadınlar, toplumda çoğu zaman daha empatik ve ilişki odaklı bir tutum sergilemekle tanınırlar. Bir problemi sadece çözmekle kalmaz, o problemin etrafındaki duyguları da göz önünde bulundururlar. Bu, örneğin bir arkadaşının zor bir gün geçirdiğini fark etmek ve hemen onun duygusal durumuna göre yaklaşmak demektir. Hangi tavrı benimseyeceklerini, karşındaki kişinin ruh haline göre şekillendirmek, kadınların tutumlarını genellikle daha "bütünsel" kılar.

Kadınlar, ilişkilerde daha duyarlı olabilirler; birinin nasıl hissettiğini anlamaya yönelik gösterdikleri tutumları, sosyal bağlarını güçlendirmeye yönelik bir stratejidir. Bu bazen erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımlarına karşı bir “tamam da, biraz da senin ruh halin nasıl?” sorusunu doğurabilir. İlişki odaklı tutumlar, çoğunlukla başkalarını daha iyi anlamaya ve onlarla empati kurmaya dayanır.

Tabii, her kadının ve her erkeğin tutumu aynı değildir. Her birey, kendi deneyimleriyle ve kişisel değerleriyle şekillenen tutumlara sahiptir. Bu yüzden, daha önce bahsettiğimiz gibi, her tutum kendine özgüdür ve bazen en beklenmedik durumlarda da farklılaşabilir. Unutmayalım ki, tutum sadece kadınlar ve erkekler arasında farklılık göstermez, herkesin kendine özgü bir bakış açısı vardır!


Tutumun Günlük Hayatımıza Etkileri: Yaşamın Renkleri!

Tutum, yalnızca iş yerinde değil, hayatın her alanında karşımıza çıkar. Her sabah nasıl uyandığımız, bir toplantıya ya da bir görüşmeye nasıl gittiğimiz, ya da en basitinden, trafikte karşılaştığımız bir duruma nasıl tepki verdiğimiz tamamen bizim tutumumuza bağlıdır. Pozitif bir tutum, belki de o yoğun trafiği rahat bir şekilde atlatmamıza yardımcı olacaktır.

Örneğin, bir gün güne başlarken “Bugün yine her şey berbat olacak!” diye düşünmek yerine, “Bugün yeni fırsatlar getirebilir!” diyebilmek, günün ruh halimizi nasıl şekillendireceğini belirler. Yani tutum, dış dünyayı nasıl algıladığımızı ve kendimizi nasıl gösterdiğimizi belirler. Eğer her şeyin kötü olduğunu düşünürsek, kötü bir gün geçiririz. Ancak her şeyi bir fırsat olarak görmeye çalışmak, o günün içinde birçok olumlu anı barındırabilir.

Ama burada ilginç bir nokta var: Tutumun etkisi sadece bireysel bir yansıma değil, çevremizdeki insanlara da sirayet eder. Yani pozitif bir tutum, başkalarını da etkileyecek ve onlar da pozitif bir tavır sergileyeceklerdir. Tıpkı, biri size "Bugün çok iyi görünüyorsun!" dediğinde, sizin de bir anda "Teşekkür ederim!" diye içten bir cevap vermeniz gibi!


Sonuç: Tutum Her Şeydir!

Sonuçta, tutum sadece başkalarına yansıyan davranışlardan ibaret değildir. Aynı zamanda içsel bir tutum, dünyayı nasıl algıladığımızı belirleyen bir filtre gibidir. Kimi zaman çözüm odaklı, kimi zaman empatik, kimi zaman ise sadece "bugün her şey yolunda!" diyebilecek kadar pozitif olabiliyoruz. Her birimizin tutumu, günlük hayatımızı şekillendirir, kararlarımızı etkiler ve ilişkilerimizi oluşturur. O zaman, hadi gelin, biraz daha pozitif düşünelim!

Peki, sizce tutum, sadece kişisel bir özellik mi, yoksa toplumda daha büyük bir değişim yaratabilecek bir güç mü?