Yeni test bunu mümkün kılıyor

KıtlamA

New member



Parkinson hastalığında beyindeki sinir hücreleri zamanla ölür, bu nedenle erken tedavi önemlidir. Yeni bir test erken teşhis sağlayabilir.


Parkinson sendromu en yaygın nörolojik hastalıklardan biridir. Sonuç olarak, beyindeki bazı sinir hücreleri yavaş yavaş ölür. Bu süreç tüm vücudu etkileyerek ellerin titremesi, hareketlerin koordinasyonunun bozulması ve kasların sertleşmesi gibi çok sayıda semptomla sonuçlanır.


Yeni bir test, Parkinson hastalığının başlangıcını beyin hasar görmeden erken bir aşamada tespit etmeye yardımcı olabilir. Bu, ABD’deki Pennsylvania Üniversitesi tarafından “The Lancet Neurology” adlı bilimsel dergide yayınlanan bir çalışmanın sonucudur.


Erken teşhis şimdiye kadar sorunlu olmuştur, çünkü hastalığın belirtileri başlangıçta genellikle net değildir ve bazen etkilenenler tarafından zorlukla fark edilir. Bu nedenle tedavi genellikle yalnızca ileri bir aşamada – beynin belirli bölgeleri zaten hasar gördüğünde – gerçekleştirilir.


Parkinson hastalarının yüzde 88’inde protein bulundu


Yeni testte kilit rol, sinir hücrelerinde bulunan alfa-sinüklein proteini tarafından oynanıyor. Proteinin yapısı zarar görürse, bir araya toplanabilir ve orta beyinde birikintiler oluşturabilir. Bu birikintilere Lewy cisimcikleri de denir ve Parkinson’un ana özelliği olarak kabul edilir.


Geliştirilen test (Alpha-Synuclein Seed Amplification Assay, kısaca αSyn-SAA) artık hasta kişilerin beyin sıvısındaki proteini de tespit edebiliyor ve bu sayede Parkinson hastalığı olan kişileri sağlıklı insanlardan erken aşamada ayırt etme potansiyeline sahip.


Çalışmada, Profesör Andrew Siderowf liderliğindeki araştırma ekibi 1.123 kişiyi inceledi:

  • Parkinson hastalığı teşhisi konan hastalar
  • Parkinson öncesi olduğu düşünülen önceden var olan koşullara sahip kişiler (belirli uyku bozuklukları gibi)
  • Kalıtsal risk faktörleri olan kişiler
  • sağlıklı insanlar
Sonuç: Test, Parkinson hastalarının yüzde 88’inde beyin omurilik sıvısındaki kusurlu alfa-sinükleini tespit edebildi. Bir “Lancet” duyurusunda ortak yazar Luis Concha-Marambio’nun “Sonuçlarımız, αSyn-SAA yönteminin Parkinson hastalığı için biyobelirteci çok güvenilir bir şekilde belirlediğini gösteriyor.”


Hastalığın nedeni çok önemli


Ancak deneklerin genetiğine bağlı olarak test sonuçları değişiklik göstermektedir. Genetik risk faktörleri, GBA ve LRRK2 gen varyantlarını içerir. Yaş, belirli kimyasallar veya beyin hasarı gibi diğer faktörler gibi, hastalığa yakalanma riskini artırırlar.


Test, genetik risk faktörü GBA olan hastaların yüzde 96’sında kusurlu alfa-sinükleini tespit edebildi. LRRK2 varyantı olan hastalarda ise oran sadece yüzde 68 idi. Yazarlar, hastalığın burada başka mekanizmalar tarafından tetiklenebileceğinden şüpheleniyorlar.


İsabet oranı, daha sonra Parkinson sendromuna yol açabilecek hastalıkları olan kişiler arasında da farklılık gösteriyor: Örneğin, koku alma duyusu önceki bir hastalık nedeniyle bozulmuşsa, kusurlu protein katılımcıların yüzde 97’sinde saptanabiliyordu. Uyku bozukluğu olan kişilerde bu oran sadece yüzde 63’tü.


Alfa-sinüklein testi çok erken belirtileri mümkün kılar


Yazarlara göre, bazen dalgalanan sonuçlara rağmen, test erken teşhiste çok yardımcı olabilir. Nedeni: Proteinin beyin omurilik sıvısında bulunduğu Parkinson öncesi hastalığı olan çoğu katılımcıda, orta beyindeki sinir hücrelerinde değişiklik olduğuna dair bir kanıt yoktu. Bu nedenle alfa-sinüklein, gelişmekte olan hastalığın çok erken bir göstergesi olabilir.


Test, Parkinson teşhisi için bir “oyun değiştiricidir”


Test ayrıca uluslararası araştırma camiasında büyük umutlar uyandırıyor. Bir yorumda, Schleswig-Holstein Üniversite Hastanesi’nden Daniela Berg ve Christine Klein, alfa-sinükleini saptama yöntemini Parkinson’un teşhisi, araştırması ve tedavisi için bir “oyun değiştirici” olarak adlandırıyor. Alman Nöroloji Derneği (DGN) Başkanı Lars Timmermann da iyimser ve bulguların önümüzdeki yıllarda yeni tedaviler üzerinde etkili olmasını bekliyor.