Burdur Gölü’nde huzursuz eden manzara
Son senelerda yaşanan kuraklığın da tesiriyle kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalan, su düzeyi 50 yılda 17,7 metre düşen Burdur Gölü’nde, son 15-20 gündür köpüklenme gözlendi. Köpüklenmenin, bilhassa kıyılarda yoğunlaştığı görüldü. Burdur Gölü’ne ait çalışmalarıyla bilinen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Kısmı öğretim üyesi Hidrobiyolog Prof. Dr. İskender Gülle, köpürmenin kanalizasyon karışması daha sonrasında oluşan kirlilikle ortaya çıkabileceği üzere doğal ve pak sularda da rastlanan bir durum olduğunu söylemiş oldu. Prof. Dr. Gülle, “Burdur Gölü’nde görülen köpürme kış aylarında suda artış gösteren çözünmüş organik unsurların yüksek pH ve tuzluluk tesiriyle sabunlaşması ve oluşan sabunlaşmanın rüzgarın karıştırma kuvvetiyle köpürmesi niçiniyledir. Köpürme olayı tek bir etkenden değil, biroldukça etkenin bileşkesinden oluşan bir olaydır” diye konuştu.
‘DOĞAL SABUNLAŞMA’
Burdur Gölü’nün tuzlu yapısına dikkat çeken Prof. Dr. Gülle, şunları söylemiş oldu:
“Bilindiği üzere Burdur Gölü öbür göllere göre çok tuzludur. Göl suyunda çok yüksek oranda sodyum ve potasyum bulunmaktadır. Yani Burdur Gölü’nde organik husus, yağlar, proteinler, yüksek pH ve sodyum ve potasyum bir ortaya gelince ‘doğal sabunlaşma’ meydana gelmekte ve bu sonuçta suda köpük oluşumu ortaya çıkmaktadır. Rüzgar tesiriyle oluşan dalgaların kıyıya çarparak kırılması köpük oluşumunun ana hazırlayıcılarından biridir. Sel sularının getirdiği yabancı hususlar de köpürmeyi ayrıyeten artırmıştır” diye konuştu.
‘KİRLİLİĞİN DE KATKISI VAR’
Köpük oluşumunun göldeki kirlilikle münasebeti olduğunu da aktaran Prof. Dr. Gülle, “Köpük oluşumu aslında biroldukca unsurun ve fiziki şartların varlığında ortaya çıkan bir fenomendir. Örneğin çözünmüş yağlar ve proteinlerin haricinde evsel ve ziraî atıklardan gelen fosfatlar ve evsel kirlilik kaynaklı sabun ve deterjan atıkları köpük oluşumunu tetikleyen öteki ögelerdir. Hala Burdur Gölü’nün en kıymetli kirlilik kaynaklarından biri pozisyonunda olan kısmen arıtılmış kanalizasyon atık suları her yıl göle yüzlerce ton fosfat ve sürfaktan (sabun, deterjan ve şampuan gibi) taşımaktadır. Bu kirleticilerin de köpük oluşumunda kısmen katkısı vardır.”
‘BİRKAÇ HAFTA SÜREBİLİR’
Burdur Gölü’ndeki köpük oluşumunun 1-2 günden birkaç haftaya kadar uzayabileceğini belirten Prof. Dr. Gülle, “Bu süreyi rüzgarların tesiri ve gölün tuzluluğu belirler. Köpükler genelde zararsız lakin göl suyu kirli olduğu takdirde biyotoksinler, pestisit ve kimi toksinler konsantre hale gelebilmektedir” sözlerini kullandı.
Son senelerda yaşanan kuraklığın da tesiriyle kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalan, su düzeyi 50 yılda 17,7 metre düşen Burdur Gölü’nde, son 15-20 gündür köpüklenme gözlendi. Köpüklenmenin, bilhassa kıyılarda yoğunlaştığı görüldü. Burdur Gölü’ne ait çalışmalarıyla bilinen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Kısmı öğretim üyesi Hidrobiyolog Prof. Dr. İskender Gülle, köpürmenin kanalizasyon karışması daha sonrasında oluşan kirlilikle ortaya çıkabileceği üzere doğal ve pak sularda da rastlanan bir durum olduğunu söylemiş oldu. Prof. Dr. Gülle, “Burdur Gölü’nde görülen köpürme kış aylarında suda artış gösteren çözünmüş organik unsurların yüksek pH ve tuzluluk tesiriyle sabunlaşması ve oluşan sabunlaşmanın rüzgarın karıştırma kuvvetiyle köpürmesi niçiniyledir. Köpürme olayı tek bir etkenden değil, biroldukça etkenin bileşkesinden oluşan bir olaydır” diye konuştu.
‘DOĞAL SABUNLAŞMA’
Burdur Gölü’nün tuzlu yapısına dikkat çeken Prof. Dr. Gülle, şunları söylemiş oldu:
“Bilindiği üzere Burdur Gölü öbür göllere göre çok tuzludur. Göl suyunda çok yüksek oranda sodyum ve potasyum bulunmaktadır. Yani Burdur Gölü’nde organik husus, yağlar, proteinler, yüksek pH ve sodyum ve potasyum bir ortaya gelince ‘doğal sabunlaşma’ meydana gelmekte ve bu sonuçta suda köpük oluşumu ortaya çıkmaktadır. Rüzgar tesiriyle oluşan dalgaların kıyıya çarparak kırılması köpük oluşumunun ana hazırlayıcılarından biridir. Sel sularının getirdiği yabancı hususlar de köpürmeyi ayrıyeten artırmıştır” diye konuştu.
‘KİRLİLİĞİN DE KATKISI VAR’
Köpük oluşumunun göldeki kirlilikle münasebeti olduğunu da aktaran Prof. Dr. Gülle, “Köpük oluşumu aslında biroldukca unsurun ve fiziki şartların varlığında ortaya çıkan bir fenomendir. Örneğin çözünmüş yağlar ve proteinlerin haricinde evsel ve ziraî atıklardan gelen fosfatlar ve evsel kirlilik kaynaklı sabun ve deterjan atıkları köpük oluşumunu tetikleyen öteki ögelerdir. Hala Burdur Gölü’nün en kıymetli kirlilik kaynaklarından biri pozisyonunda olan kısmen arıtılmış kanalizasyon atık suları her yıl göle yüzlerce ton fosfat ve sürfaktan (sabun, deterjan ve şampuan gibi) taşımaktadır. Bu kirleticilerin de köpük oluşumunda kısmen katkısı vardır.”
‘BİRKAÇ HAFTA SÜREBİLİR’
Burdur Gölü’ndeki köpük oluşumunun 1-2 günden birkaç haftaya kadar uzayabileceğini belirten Prof. Dr. Gülle, “Bu süreyi rüzgarların tesiri ve gölün tuzluluğu belirler. Köpükler genelde zararsız lakin göl suyu kirli olduğu takdirde biyotoksinler, pestisit ve kimi toksinler konsantre hale gelebilmektedir” sözlerini kullandı.