‘Dolum iskelesi Saros’u bitirir’
Mert İnan – Saros Körfezi kıyısındaki Gökçetepe ve Sazlıdere köyleri ortasına BOTAŞ tarafınca yapılması planlanan doğal gaz dolum iskelesi projesi için hazırlanan ÇED olumlu raporunun Edirne Yönetim Mahkemesi tarafınca ikinci defa iptal edilmesi gözleri son günlerde müsilaj kirliliği de görülen bu bölgeye çevirdi. Şimdiye kadar 3 başka dava için verilen toplam 6 eksper raporunda kelam konusu projenin faaliyete geçmesi durumunda doğal dokunun önemli
biçimde ziyan goreceği ortaya konuldu. Lakin mahkemenin son ÇED olumlu raporunun iptal karara karşın liman inşaatının devam etmesi, reaksiyon ve tartışmaları da birlikteinde getirdi.
‘Yaşam tehdit altında’
Projenin bölgedeki deniz ve kara canlılarının jenerasyonunu tehdit edeceğini lisana getiren Ekoloji uzmanı Prof.Dr.Doğan Kantarcı, “Projenin hayata geçmesi Saros’un ekolojik istikrarında önemli tahribata yol açacaktır. Gemilerin getireceği kirlilik ve sintine suları ekosistemin çöküşüne yol açar. Dev gemilerin buraya akın etmesi deniz ortasındaki hayat döngüsünü bitiri” dedi.
Keşan Kent Kurulu Lideri Hasan Karagöz de şunları söylemiş oldu: “Raporda liman ve boru çizgisi projesinin inşaat, ziraat, jeoloji ve hidrojeoloji, biyoloji ve orman bilimlerine pek epeyce istikametten ters olduğu, projenin hayata geçmesi durumunda doğal ve yaban hayatının, orman ekosisteminin tehlike altına gireceği açıkça belirtiliyor. Ekolojik sistem geri döndürülemez biçimde ziyan bakılırsacek. Müsilajdan bile makus bir tablo ortaya çıkacak. Herkes Marmara’yı konuşuyor fakat Saros Körfezi önemli tehdit altında.”
‘Koruma altındaki bölge’
Saros Gönüllüleri Dayanışma Platformu’nda Ahmet Korkmaz da, reaksiyonunu şöyleki lisana getirdi: “17 kilometre boyunca yapılan orman kısımları, tarım arazi tahribatı bölgenin fauna ve florasını olumsuz etkileyecek. Proje alanına 5.8 km arada Saros Körfezi Sulak Alanı bulunuyor. Muhafaza altındaki bir bölgeye bu tıp tesisi yapılamaz.”
‘Fay çizgisi var’
Trakya Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar ise “Projenin ÇED olumlu raporu iki kere mahkeme tarafınca muhalif bulundu. BOTAŞ tarafınca yeni bir ÇED raporu daha hazırlandı. Aslında bu yaptıkları ile birinci ÇED raporunun hukuksuzluğunu kabul etmiş oldular. Yeni hazırlanan ÇED raporu için de davacı olduk. Etkin fay çizgisi projenin 6 km açığından geçiyor. Deniz ortasında çökel denilen yapı var ve epeyce tehlikeli sığ bir yer olduğu uzmanlar tarafınca raporlarda açıklandı” dedi.
Mert İnan – Saros Körfezi kıyısındaki Gökçetepe ve Sazlıdere köyleri ortasına BOTAŞ tarafınca yapılması planlanan doğal gaz dolum iskelesi projesi için hazırlanan ÇED olumlu raporunun Edirne Yönetim Mahkemesi tarafınca ikinci defa iptal edilmesi gözleri son günlerde müsilaj kirliliği de görülen bu bölgeye çevirdi. Şimdiye kadar 3 başka dava için verilen toplam 6 eksper raporunda kelam konusu projenin faaliyete geçmesi durumunda doğal dokunun önemli
biçimde ziyan goreceği ortaya konuldu. Lakin mahkemenin son ÇED olumlu raporunun iptal karara karşın liman inşaatının devam etmesi, reaksiyon ve tartışmaları da birlikteinde getirdi.
‘Yaşam tehdit altında’
Projenin bölgedeki deniz ve kara canlılarının jenerasyonunu tehdit edeceğini lisana getiren Ekoloji uzmanı Prof.Dr.Doğan Kantarcı, “Projenin hayata geçmesi Saros’un ekolojik istikrarında önemli tahribata yol açacaktır. Gemilerin getireceği kirlilik ve sintine suları ekosistemin çöküşüne yol açar. Dev gemilerin buraya akın etmesi deniz ortasındaki hayat döngüsünü bitiri” dedi.
Keşan Kent Kurulu Lideri Hasan Karagöz de şunları söylemiş oldu: “Raporda liman ve boru çizgisi projesinin inşaat, ziraat, jeoloji ve hidrojeoloji, biyoloji ve orman bilimlerine pek epeyce istikametten ters olduğu, projenin hayata geçmesi durumunda doğal ve yaban hayatının, orman ekosisteminin tehlike altına gireceği açıkça belirtiliyor. Ekolojik sistem geri döndürülemez biçimde ziyan bakılırsacek. Müsilajdan bile makus bir tablo ortaya çıkacak. Herkes Marmara’yı konuşuyor fakat Saros Körfezi önemli tehdit altında.”
‘Koruma altındaki bölge’
Saros Gönüllüleri Dayanışma Platformu’nda Ahmet Korkmaz da, reaksiyonunu şöyleki lisana getirdi: “17 kilometre boyunca yapılan orman kısımları, tarım arazi tahribatı bölgenin fauna ve florasını olumsuz etkileyecek. Proje alanına 5.8 km arada Saros Körfezi Sulak Alanı bulunuyor. Muhafaza altındaki bir bölgeye bu tıp tesisi yapılamaz.”
‘Fay çizgisi var’
Trakya Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar ise “Projenin ÇED olumlu raporu iki kere mahkeme tarafınca muhalif bulundu. BOTAŞ tarafınca yeni bir ÇED raporu daha hazırlandı. Aslında bu yaptıkları ile birinci ÇED raporunun hukuksuzluğunu kabul etmiş oldular. Yeni hazırlanan ÇED raporu için de davacı olduk. Etkin fay çizgisi projenin 6 km açığından geçiyor. Deniz ortasında çökel denilen yapı var ve epeyce tehlikeli sığ bir yer olduğu uzmanlar tarafınca raporlarda açıklandı” dedi.