Yenilebilir güçte artışa karşın fosil yakıtlar, tüketimdeki yerini korudu. 21. Yüzyıl Yenilenebilir Güç Siyasetleri Organizasyonu’nun (REN21) “2021 Yenilenebilir Güç Global Durum Raporu” yayımlandı.
Rapora göre, koronavirüs salgını niçiniyle güç talebinde tarihi düşüş görüldü. Buna karşın, G20 ülkeleri yenilenebilir güç maksatlarını tutturamadı. Bu ülkelerden 15’inin pak güç gayesi bulunmazken, 5’i maksatlarına yaklaştı.
Geçen yıl dünyada devreye alınan yeni elektrik kapasitesinin yaklaşık tamamı yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. bu vakitte devreye giren yenilenebilir güç kapasitesi bundan evvelki yıla nazaran yüzde 30 artışla 256 gigavat olarak hesaplandı.
Yenilenebilir güç santrali inşa etmek Çin, Avrupa Birliği, Hindistan ve ABD olmak üzere dünyanın biroldukca yerinde mevcut kömür yakıtlı santralleri işletmekten daha ucuz hale geldi.
Yenilenebilir güç kaynaklarının kapasitesindeki ve elektrik üretimindeki hisse artışı, elektrik üretimi dışındaki öteki dallara birebir biçimde yansımadı. Fosil yakıtların global güç tüketimindeki hissesi yüzde 80 ile 10 yıl evvelki düzeyle neredeyse birebir kaldı.
Yenilenebilir gücün sıhhat, iklim ve istihdam yaratma konusundaki faydalarına işaret edilen rapora nazaran, COVID-19 salgınıyla gayret kapsamında oluşturulan kalkınma planları fosil yakıtlara yenilenebilir güçten 6 kat fazla kaynak sağladı.
Yenilenebilir gücün tüm ekonomik aktivitelerde bir performans kriteri olarak belirlenmesi davetinde bulunan raporda, iklim değişikliğini önlemek için konulan maksatlar ve uygulamalar içindeki boşluğun giderek büyüdüğü, daha süratli aksiyon alınmaması durumunda fırsat penceresinin kapandığı ihtarında bulunuldu.
“Ekonomik aktivitelerde performans göstergesi olmalı”
REN21 Yöneticisi Rana Adib, rapora ait değerlendirmesinde, fosil yakıtların kesin güç tüketimindeki hissesinin değişmediğine dikkati çekti. İklim değişikliğiyle çaba için son 10 yılda verilen vaatlerin boş kelamlardan ibaret olduğunun görüldüğünü tabir eden Adib, “Fosil yakıtları devreden çıkarmak ve yenilenebilir enerjiyi yeni norm haline getirmek alabileceğimiz en kuvvetli aksiyon. Hükümetler yalnızca yenilenebilir kaynaklarını desteklememeli bununla birlikte fosil yakıt kapasitesini de devreden çıkarmalı. Yenilenebilir gücün her ekonomik aktivitede bir performans göstergesi olarak belirlenmesi bu kaynakların hızlanması için düzgün bir yol. Bu yüzden, her bakanlık fosil yakıtlardan çıkarak yenilenebilir güce geçiş için kısa ve uzun vadeli planlar belirlemeli.” dedi.
İklim Hareket Ağı Danışmanı Stephan Singer ise hükümetlerin iklim değişikliğiyle çabadaki rolüne işaret ederek, “Ne yazık ki salgından alınan acı ders, birden fazla hükümetin karbon kirliliğini azaltmak ve fosil yakıtların direncini kırmak için bu eşsiz fırsatı kullanmadığı oldu. Hükümetler için değerli olan kar, ne iklim ne de halk sıhhati.” diye konuştu.
Rapora göre, koronavirüs salgını niçiniyle güç talebinde tarihi düşüş görüldü. Buna karşın, G20 ülkeleri yenilenebilir güç maksatlarını tutturamadı. Bu ülkelerden 15’inin pak güç gayesi bulunmazken, 5’i maksatlarına yaklaştı.
Geçen yıl dünyada devreye alınan yeni elektrik kapasitesinin yaklaşık tamamı yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. bu vakitte devreye giren yenilenebilir güç kapasitesi bundan evvelki yıla nazaran yüzde 30 artışla 256 gigavat olarak hesaplandı.
Yenilenebilir güç santrali inşa etmek Çin, Avrupa Birliği, Hindistan ve ABD olmak üzere dünyanın biroldukca yerinde mevcut kömür yakıtlı santralleri işletmekten daha ucuz hale geldi.
Yenilenebilir güç kaynaklarının kapasitesindeki ve elektrik üretimindeki hisse artışı, elektrik üretimi dışındaki öteki dallara birebir biçimde yansımadı. Fosil yakıtların global güç tüketimindeki hissesi yüzde 80 ile 10 yıl evvelki düzeyle neredeyse birebir kaldı.
Yenilenebilir gücün sıhhat, iklim ve istihdam yaratma konusundaki faydalarına işaret edilen rapora nazaran, COVID-19 salgınıyla gayret kapsamında oluşturulan kalkınma planları fosil yakıtlara yenilenebilir güçten 6 kat fazla kaynak sağladı.
Yenilenebilir gücün tüm ekonomik aktivitelerde bir performans kriteri olarak belirlenmesi davetinde bulunan raporda, iklim değişikliğini önlemek için konulan maksatlar ve uygulamalar içindeki boşluğun giderek büyüdüğü, daha süratli aksiyon alınmaması durumunda fırsat penceresinin kapandığı ihtarında bulunuldu.
“Ekonomik aktivitelerde performans göstergesi olmalı”
REN21 Yöneticisi Rana Adib, rapora ait değerlendirmesinde, fosil yakıtların kesin güç tüketimindeki hissesinin değişmediğine dikkati çekti. İklim değişikliğiyle çaba için son 10 yılda verilen vaatlerin boş kelamlardan ibaret olduğunun görüldüğünü tabir eden Adib, “Fosil yakıtları devreden çıkarmak ve yenilenebilir enerjiyi yeni norm haline getirmek alabileceğimiz en kuvvetli aksiyon. Hükümetler yalnızca yenilenebilir kaynaklarını desteklememeli bununla birlikte fosil yakıt kapasitesini de devreden çıkarmalı. Yenilenebilir gücün her ekonomik aktivitede bir performans göstergesi olarak belirlenmesi bu kaynakların hızlanması için düzgün bir yol. Bu yüzden, her bakanlık fosil yakıtlardan çıkarak yenilenebilir güce geçiş için kısa ve uzun vadeli planlar belirlemeli.” dedi.
İklim Hareket Ağı Danışmanı Stephan Singer ise hükümetlerin iklim değişikliğiyle çabadaki rolüne işaret ederek, “Ne yazık ki salgından alınan acı ders, birden fazla hükümetin karbon kirliliğini azaltmak ve fosil yakıtların direncini kırmak için bu eşsiz fırsatı kullanmadığı oldu. Hükümetler için değerli olan kar, ne iklim ne de halk sıhhati.” diye konuştu.