Osman Kavala’yı futbolcu sanıyormuş
Elif Altın – Seyahat Parkı olaylarına ait ortalarında Beşiktaş taraftar kümesi “Çarşı” mensuplarının da bulunduğu 35 sanık ile ortalarında iş insanı Osman Kavala’nın da olduğu 17 sanıklı “Gezi Davası” evraklarının birleşmelerinin akabinde dün birinci duruşma görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Osman Kavala SEGBİS ile katılırken ortalarında Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu tutuksuz 20 sanık ve avukatları da duruşmada hazır bulundu. Kavala’nın eşi akademisyen Ayşe Buğra Kavala duruşmada izleyici olarak yer aldı.
‘Dosyalar ayrılsın’
Mahkeme liderinin, celse içinde belgelerin birleştirildiğini belirtmesinin akabinde kelam alan sanık avukatları evraklar içinde fiili ve tüzel irtibat bulunmadığını belirterek birleştirme sonucuna itiraz ederek evrakların ayrılmasını talep ettiler. Mahkeme, bozma ilamının içeriği, bozma ilamına uyulmaya karar verilmiş olması, celse içinde birleşmeye onay verilmiş olması niçiniyle belgelerin ayrılması taleplerini reddetti. Kelam alan “Çarşı” sanıklarının avukatlarından Ali İstek Dizdar ise “Size saygısızlık değil lakin bu celse verdiğiniz kararlardan dolayı salonu terk ediyoruz” dedi.
Sanık Arda Keyifli Doğan kelam alarak, “Biz beraat ettik. Bize bu hukuksuzluğu yapanlar cezaevinde. niye burada olduğumuzu bilmiyoruz. birlikte yargılandığımız bireyleri tanımıyoruz. Avukatlarımız bile savunma yapmadı, ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Kaç sefer beraat etmek gerekiyor?” dedi. Sanık Mücella Yapan, “Ben birebir iddianameyle iki sefer yargılandım, beraat ettim, beraatim katılaştı. daha sonra birebir iddianameyle tekrar yargılandım, yine beraat ettim. Bu davayı, geldiği bu haliyle aklen ve ahlaken asla kabul etmiyorum” dedi.
Tutukluluğa devam sonucu
Orta sonucunı açıklayan mahkeme heyeti, oy oldukcaluğuyla sanık Kavala’nın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Üye yargıçlardan biri tutukluluğa devam sonucuna muhalefet şerhi koyarak, Kavala’nın tahliye edilmesi gerektiği tarafında oy kullandı. Duruşma 26 Kasım’a ertelendi.
‘Haysiyetime yönelik bir suikast’
Bin 438 gündür tutuklu olana sanık Osman Kavala ise daha evvel ortalarında fiili ve tüzel temas olmadığına karar verilen suçlamaların hiç bir yeni kanıt olmadan birleştirildiğini belirterek “Benimle ilgili davalar, yine hiç bir kanıta ve anlaşılır münasebete dayandırılmadan Çarşı davası ile birleştirildi.
Çarşı davasında suçlananlarla tanışıklığım, irtibatım olmadı. Onların da beni tanımıyor olmaları hayatın doğal akışına uygundur. 12 Temmuz’daki duruşma zaptından okudum, avukat Volkan Bahadır sanıklardan Y.D.’ye ‘Osman Kavala’yı tanıyor musun?’ diye sormuş, ‘Hangi grupta oynuyor?’ halinde karşılık almış. Bana yöneltilmiş olan 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katılmak suçlaması da çabucak sonrasında kurgulanmış olan casusluk suçlaması üzere kanıttan büsbütün mahrum, berbat bir iftiradır, haysiyetime yönelik bir suikasttır. Sudan mazeretlerle tutukluluğumun sürdürülmesi yargısız infazdır, algı yaratma uğraşıdır, AİHM’in sonucunın etrafından dolanma teşebbüsüdür. Umarım davaların birleştirilmesi, Türk yargısının karşı karşıya olduğu tehditlerin daha güzel anlaşılmasına vesile olur” dedi.
Elif Altın – Seyahat Parkı olaylarına ait ortalarında Beşiktaş taraftar kümesi “Çarşı” mensuplarının da bulunduğu 35 sanık ile ortalarında iş insanı Osman Kavala’nın da olduğu 17 sanıklı “Gezi Davası” evraklarının birleşmelerinin akabinde dün birinci duruşma görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Osman Kavala SEGBİS ile katılırken ortalarında Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu tutuksuz 20 sanık ve avukatları da duruşmada hazır bulundu. Kavala’nın eşi akademisyen Ayşe Buğra Kavala duruşmada izleyici olarak yer aldı.
‘Dosyalar ayrılsın’
Mahkeme liderinin, celse içinde belgelerin birleştirildiğini belirtmesinin akabinde kelam alan sanık avukatları evraklar içinde fiili ve tüzel irtibat bulunmadığını belirterek birleştirme sonucuna itiraz ederek evrakların ayrılmasını talep ettiler. Mahkeme, bozma ilamının içeriği, bozma ilamına uyulmaya karar verilmiş olması, celse içinde birleşmeye onay verilmiş olması niçiniyle belgelerin ayrılması taleplerini reddetti. Kelam alan “Çarşı” sanıklarının avukatlarından Ali İstek Dizdar ise “Size saygısızlık değil lakin bu celse verdiğiniz kararlardan dolayı salonu terk ediyoruz” dedi.
Sanık Arda Keyifli Doğan kelam alarak, “Biz beraat ettik. Bize bu hukuksuzluğu yapanlar cezaevinde. niye burada olduğumuzu bilmiyoruz. birlikte yargılandığımız bireyleri tanımıyoruz. Avukatlarımız bile savunma yapmadı, ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Kaç sefer beraat etmek gerekiyor?” dedi. Sanık Mücella Yapan, “Ben birebir iddianameyle iki sefer yargılandım, beraat ettim, beraatim katılaştı. daha sonra birebir iddianameyle tekrar yargılandım, yine beraat ettim. Bu davayı, geldiği bu haliyle aklen ve ahlaken asla kabul etmiyorum” dedi.
Tutukluluğa devam sonucu
Orta sonucunı açıklayan mahkeme heyeti, oy oldukcaluğuyla sanık Kavala’nın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Üye yargıçlardan biri tutukluluğa devam sonucuna muhalefet şerhi koyarak, Kavala’nın tahliye edilmesi gerektiği tarafında oy kullandı. Duruşma 26 Kasım’a ertelendi.
‘Haysiyetime yönelik bir suikast’
Bin 438 gündür tutuklu olana sanık Osman Kavala ise daha evvel ortalarında fiili ve tüzel temas olmadığına karar verilen suçlamaların hiç bir yeni kanıt olmadan birleştirildiğini belirterek “Benimle ilgili davalar, yine hiç bir kanıta ve anlaşılır münasebete dayandırılmadan Çarşı davası ile birleştirildi.
Çarşı davasında suçlananlarla tanışıklığım, irtibatım olmadı. Onların da beni tanımıyor olmaları hayatın doğal akışına uygundur. 12 Temmuz’daki duruşma zaptından okudum, avukat Volkan Bahadır sanıklardan Y.D.’ye ‘Osman Kavala’yı tanıyor musun?’ diye sormuş, ‘Hangi grupta oynuyor?’ halinde karşılık almış. Bana yöneltilmiş olan 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katılmak suçlaması da çabucak sonrasında kurgulanmış olan casusluk suçlaması üzere kanıttan büsbütün mahrum, berbat bir iftiradır, haysiyetime yönelik bir suikasttır. Sudan mazeretlerle tutukluluğumun sürdürülmesi yargısız infazdır, algı yaratma uğraşıdır, AİHM’in sonucunın etrafından dolanma teşebbüsüdür. Umarım davaların birleştirilmesi, Türk yargısının karşı karşıya olduğu tehditlerin daha güzel anlaşılmasına vesile olur” dedi.