Prof. Dr. Yüksel: Sıcaklık artışlarıyla ‘su stresi’ başlayacak
OMÜ Mühendislik Fakültesi Etraf Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi, Etraf Meseleleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yüksel Ardalı, suyun kullanması konusunda ikazlarda bulunarak kuraklığın yakın geleceğin değerli bir sorunu olacağını tabir etti.
Su kaynaklarının azalması ve kirliliğe dikkat çeken Prof. Dr. Ardalı, “Bütün dünyada su kaynaklarının kirlenmesi büyük bir sorun. Bizi bekleyen diğer bir şey var; suların azalması ile birlikte kirlilikler daha konsantre olacak. Bizlerin de suyu kullanılabilir bir hale getirmemiz sorun oluşturacak. Yağış olduğu için su sorunu yaşanmayacağı düşünülebilir, ama kent merkezleri sıklıkla beton. Yağışlar yer altı sularına karışmıyor, denize yanlışsız gidiyor. Denize gittikten daha sonra o suyu kullanabilmek için maliyeti yüksek süreçler gerekiyor. özetlemek gerekirsesı epey yağış olması su kaynaklarımızın dolacağı manasına gelmiyor. Bir anda fazla yağış olması da sel üzere afetlere niye oluyor” dedi.
‘BAKIŞ AÇIMIZI DEĞİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR’
Su kullanmasının ehemmiyetine değinen Prof. Dr. Ardalı, şunları söylemiş oldu: “Su kaynaklarındaki azalmayla kirlilik konsantrasyonları artıyor. Örneğin anneyi karnındaki bebeğe bağlayan kordonda mikroplastik bulunuyor. Bunlar hakikaten çok kıymetli. Bu yüzden bir an evvel tedbirlerin alınması, harekete geçilmesi gerekiyor. Suların dikkatli kullanılması sahiden çok kıymetli. Bunun da ötesinde sanayide ve tarımda kullanılan suyun hayli düzgün yönetilmesi gerekiyor. Halka çeşmeden gelen suyun içme suyu arıtma tesisinden çıktığını anlatmamız lazım. Biz ne yapıyoruz bu suyla, bahçe suluyoruz, otomobil yıkıyoruz, tuvalette kullanıyoruz. Bu hakikaten büyük bir israf. Tuvalette kullanılan suyun illaki içme suyu olması gerekmiyor. Bu mevzuda bakış açımızı biraz değiştirmeniz gerekiyor. Ön hazırlığını yapıp su konusunda kesinlikle harekete geçmemiz gerekiyor. Avrupa, hatta dünya bunu fark etti ve ‘Su Çerçeve Direktifi’ hazırladı. Büyük havzalar oluşturdu ve bu havzalardaki ne kadar içilebilir ne kadar kullanılabilir biçimde tahliller yaptı”
‘SU ZAHMETİ ARTACAK’
Kişi başına düşen suyun yıllar geçtikçe azaldığının altını çizen Prof. Dr. Ardalı, “Kişi başına düşen su ölçüsü yıllar geçtikçe azalıyor. Su indeksi hesaplandığında Türkiye’de, yıllık içme suyunun kişi başına bin 700 metreküpün altına düştüğü durum manasına gelen ‘su stresi’ çabucak hemen başlamamış görünüyor. Ama sıcaklık artışları bu biçimde devam ederse bize de fazlaca yakın olduğunu söyleyebiliriz. Birkaç sene içerisinde su sorununun artacağını bakılırsabiliyoruz” diye konuştu.
OMÜ Mühendislik Fakültesi Etraf Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi, Etraf Meseleleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yüksel Ardalı, suyun kullanması konusunda ikazlarda bulunarak kuraklığın yakın geleceğin değerli bir sorunu olacağını tabir etti.
Su kaynaklarının azalması ve kirliliğe dikkat çeken Prof. Dr. Ardalı, “Bütün dünyada su kaynaklarının kirlenmesi büyük bir sorun. Bizi bekleyen diğer bir şey var; suların azalması ile birlikte kirlilikler daha konsantre olacak. Bizlerin de suyu kullanılabilir bir hale getirmemiz sorun oluşturacak. Yağış olduğu için su sorunu yaşanmayacağı düşünülebilir, ama kent merkezleri sıklıkla beton. Yağışlar yer altı sularına karışmıyor, denize yanlışsız gidiyor. Denize gittikten daha sonra o suyu kullanabilmek için maliyeti yüksek süreçler gerekiyor. özetlemek gerekirsesı epey yağış olması su kaynaklarımızın dolacağı manasına gelmiyor. Bir anda fazla yağış olması da sel üzere afetlere niye oluyor” dedi.
‘BAKIŞ AÇIMIZI DEĞİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR’
Su kullanmasının ehemmiyetine değinen Prof. Dr. Ardalı, şunları söylemiş oldu: “Su kaynaklarındaki azalmayla kirlilik konsantrasyonları artıyor. Örneğin anneyi karnındaki bebeğe bağlayan kordonda mikroplastik bulunuyor. Bunlar hakikaten çok kıymetli. Bu yüzden bir an evvel tedbirlerin alınması, harekete geçilmesi gerekiyor. Suların dikkatli kullanılması sahiden çok kıymetli. Bunun da ötesinde sanayide ve tarımda kullanılan suyun hayli düzgün yönetilmesi gerekiyor. Halka çeşmeden gelen suyun içme suyu arıtma tesisinden çıktığını anlatmamız lazım. Biz ne yapıyoruz bu suyla, bahçe suluyoruz, otomobil yıkıyoruz, tuvalette kullanıyoruz. Bu hakikaten büyük bir israf. Tuvalette kullanılan suyun illaki içme suyu olması gerekmiyor. Bu mevzuda bakış açımızı biraz değiştirmeniz gerekiyor. Ön hazırlığını yapıp su konusunda kesinlikle harekete geçmemiz gerekiyor. Avrupa, hatta dünya bunu fark etti ve ‘Su Çerçeve Direktifi’ hazırladı. Büyük havzalar oluşturdu ve bu havzalardaki ne kadar içilebilir ne kadar kullanılabilir biçimde tahliller yaptı”
‘SU ZAHMETİ ARTACAK’
Kişi başına düşen suyun yıllar geçtikçe azaldığının altını çizen Prof. Dr. Ardalı, “Kişi başına düşen su ölçüsü yıllar geçtikçe azalıyor. Su indeksi hesaplandığında Türkiye’de, yıllık içme suyunun kişi başına bin 700 metreküpün altına düştüğü durum manasına gelen ‘su stresi’ çabucak hemen başlamamış görünüyor. Ama sıcaklık artışları bu biçimde devam ederse bize de fazlaca yakın olduğunu söyleyebiliriz. Birkaç sene içerisinde su sorununun artacağını bakılırsabiliyoruz” diye konuştu.