Çip krizi ve tedarik probleminin derinleştiği otomotiv bölümünde fabrikalar esnek üretim yapmaya başladı. 5 yıllık planların artık günlük olarak değiştiğini söyleyen Hyundai Türkiye Genel Müdürü Murat Berkel, Yeni Şafak’a özel değerlendirmelerde bulundu.
STOKLAR BAŞA BAŞ GİDİYOR
İç pazarda şu anda araç bulunurluğu sorunu yaşandığına dikkat çeken Murat Berkel, “Fabrika neyi üretebileceğini söylüyor. Bizde talep olduğu için alabiliriz diyoruz. Başa baş stoklarla gidiyoruz. Ne geliyorsa gidiyor. Tabi bütün modellerde bu biçimde değil. Piyasa şu anda yüzde 50 ÖTV dilimindeki araçlar üzerinden dönüyor. Burada da yerli üretici avantajlı pozisyonda. Yüzde 80 ÖTV olanlar biraz daha yavaş. örneğin elimizde Tucson var. Ama evvelden stok demeyeceğimiz 300-500 adede stok demeye başladık. Otomotiv son 2 yıldır inanılmaz bir yatırım aracı olarak kullanılmaya başlandı” diye konuştu.
5 YILLIK PLANLAR ANLIK KARARA DÖNDÜ
Çip krizi ve tedarik meselesinde fabrikanın İzmit’te olmasından dolayı avantajlı olduklarını söyleyen Hyundai Türkiye Genel Müdürü kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Fabrikayla yakın temas ortasındayız. Oluşan değişikliklere bakılırsa aksiyon alabiliyoruz. Otomatik vites araç üretemediği vakit benim haberim oluyor. Biz de otomatik talep eden pazarların boşluğunu doldurup ve siparişimizi artırıp o araçları yurt içine çekiyoruz. Planda olmayan araçları da satıyoruz. Piyasalardaki kahırdan dolayı 5 yıllık planlar yıllıktan aylığa, aylıktan günlüğe düştü. Artık de anlık değişebiliyor. Günde 3 kere üretimle ilgili planlama değişebiliyor. Evvelce 5 yıllık planın saniyesi hatta salisesi belirliydi. Artık maalesef kesim tedarik sorunu ve çip krizi bu durumu bilakis çevirdi. Pazarın nereye gideceği nasıl şekilleneceğini bilmenin imkanı yok artık.”
HYUNDAİ TEDARİK SORUNU YAŞAMADI
Fabrikadaki anlık değişime ve nasıl işlediğine dair örnek veren Berkel, “Hyundai’nin İzmit fabrikası Avrupa için üretilen araçlarda ön kamera koşulu bulunuyor. İç piyasada bu biçimde bir mecburilik yok. Ön kamerada tedarik badiresi yaşanıyor. Ön kamera olmadığı vakit Avrupa arabayı almıyor. 5 bin araç üretim planlaması yapan fabrika, 4 bin adedini Avrupa’ya, bin adedini de iç piyasa için yapmışsa ve kesim probleminden dolayı ön kamera üzere örneğin Avrupa’ya 4 binin 3 bin adedini yollayabiliyor. Bizde ön kamera ıstırabı olmadığı için geri kalan bin adedi de bize verebiliyor. Zira Türkiye’de ön kamera mecburiliği yok. bu biçimde olunca biz iç piyasada ıstırap hayatıyoruz. Avrupada mecburî olan modülün Türkiyede mecburî olmaması bizim işimize yaradı. Biz bu yüzden uzun periyodik bir durma ve tedarik sorunu yaşamadık” açıklamasında bulundu.
ÖTV sistemi zorluyor
Yüzde 80 ÖTV oranı geçildiği vakit fiyatların önemli oranda arttığını belirten Berkel, “A,B ve C segmentinden araç alan müşteri profili belirli. Bu segmentte araç alan müşteri hayli fazla para ödemek istemiyor ya da bütçesine uymuyor. Yüklü talep A, B ve C’nin büyük kısmında yüzde 50 ÖTV’yi geçmeyen segmentte oluyor. Mevcut vergi sistemi herkesi zorluyor. Bizi de müşteriyi de zorluyor. Ani matrah artışlarından dolayı kimi üretimlerde kahır oluşuyor. Birtakım araçları üretimden kaldırmak zorunda kalınıyor. Otomotiv topluluğu ÖTV sistemi için ODD ve OSD nezdinde devletle daima temas halinde. Sil baştan bir sistemim oluşturulması gerekiyor. Fakat maalesef devlet ayağında bu manada bir uğraş ve çalışma yok” açıklamasında bulundu.
Murat Berkel
Kur artışını istemiyoruz
Vatandaşların gelirinin kurla muadil biçimde artmadığının altını çizen Murat Berkel, “Biz kurun artmasını istemiyoruz. Zira kur arttıkça maliyetlerimiz artıyor. Artırım yapmak zorunda kalıyoruz. Kurdaki süratli değişimden dolayı avro bazında sattığımız araç gelene kadar kur çıkıyor. Ortadaki ziyanı nasıl kapatacağız? Mecburen artışa gidiyoruz. Kardan feragat ettiğimiz epeyce devir oldu. Evvelki sene ÖTV’de değişimden kaynaklı talep artışından dolayı fazla sipariş verdik. Apansız ÖTV yeniden yükseldi. 4 ay ziyan ettik. Biz kurdaki her değişimde kar etmeye çalışmıyoruz. Gelen malı yerine koymaya çalışıyoruz” biçiminde konuştu.
STOKLAR BAŞA BAŞ GİDİYOR
İç pazarda şu anda araç bulunurluğu sorunu yaşandığına dikkat çeken Murat Berkel, “Fabrika neyi üretebileceğini söylüyor. Bizde talep olduğu için alabiliriz diyoruz. Başa baş stoklarla gidiyoruz. Ne geliyorsa gidiyor. Tabi bütün modellerde bu biçimde değil. Piyasa şu anda yüzde 50 ÖTV dilimindeki araçlar üzerinden dönüyor. Burada da yerli üretici avantajlı pozisyonda. Yüzde 80 ÖTV olanlar biraz daha yavaş. örneğin elimizde Tucson var. Ama evvelden stok demeyeceğimiz 300-500 adede stok demeye başladık. Otomotiv son 2 yıldır inanılmaz bir yatırım aracı olarak kullanılmaya başlandı” diye konuştu.
5 YILLIK PLANLAR ANLIK KARARA DÖNDÜ
Çip krizi ve tedarik meselesinde fabrikanın İzmit’te olmasından dolayı avantajlı olduklarını söyleyen Hyundai Türkiye Genel Müdürü kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Fabrikayla yakın temas ortasındayız. Oluşan değişikliklere bakılırsa aksiyon alabiliyoruz. Otomatik vites araç üretemediği vakit benim haberim oluyor. Biz de otomatik talep eden pazarların boşluğunu doldurup ve siparişimizi artırıp o araçları yurt içine çekiyoruz. Planda olmayan araçları da satıyoruz. Piyasalardaki kahırdan dolayı 5 yıllık planlar yıllıktan aylığa, aylıktan günlüğe düştü. Artık de anlık değişebiliyor. Günde 3 kere üretimle ilgili planlama değişebiliyor. Evvelce 5 yıllık planın saniyesi hatta salisesi belirliydi. Artık maalesef kesim tedarik sorunu ve çip krizi bu durumu bilakis çevirdi. Pazarın nereye gideceği nasıl şekilleneceğini bilmenin imkanı yok artık.”
HYUNDAİ TEDARİK SORUNU YAŞAMADI
Fabrikadaki anlık değişime ve nasıl işlediğine dair örnek veren Berkel, “Hyundai’nin İzmit fabrikası Avrupa için üretilen araçlarda ön kamera koşulu bulunuyor. İç piyasada bu biçimde bir mecburilik yok. Ön kamerada tedarik badiresi yaşanıyor. Ön kamera olmadığı vakit Avrupa arabayı almıyor. 5 bin araç üretim planlaması yapan fabrika, 4 bin adedini Avrupa’ya, bin adedini de iç piyasa için yapmışsa ve kesim probleminden dolayı ön kamera üzere örneğin Avrupa’ya 4 binin 3 bin adedini yollayabiliyor. Bizde ön kamera ıstırabı olmadığı için geri kalan bin adedi de bize verebiliyor. Zira Türkiye’de ön kamera mecburiliği yok. bu biçimde olunca biz iç piyasada ıstırap hayatıyoruz. Avrupada mecburî olan modülün Türkiyede mecburî olmaması bizim işimize yaradı. Biz bu yüzden uzun periyodik bir durma ve tedarik sorunu yaşamadık” açıklamasında bulundu.
ÖTV sistemi zorluyor
Yüzde 80 ÖTV oranı geçildiği vakit fiyatların önemli oranda arttığını belirten Berkel, “A,B ve C segmentinden araç alan müşteri profili belirli. Bu segmentte araç alan müşteri hayli fazla para ödemek istemiyor ya da bütçesine uymuyor. Yüklü talep A, B ve C’nin büyük kısmında yüzde 50 ÖTV’yi geçmeyen segmentte oluyor. Mevcut vergi sistemi herkesi zorluyor. Bizi de müşteriyi de zorluyor. Ani matrah artışlarından dolayı kimi üretimlerde kahır oluşuyor. Birtakım araçları üretimden kaldırmak zorunda kalınıyor. Otomotiv topluluğu ÖTV sistemi için ODD ve OSD nezdinde devletle daima temas halinde. Sil baştan bir sistemim oluşturulması gerekiyor. Fakat maalesef devlet ayağında bu manada bir uğraş ve çalışma yok” açıklamasında bulundu.
Murat Berkel
Kur artışını istemiyoruz
Vatandaşların gelirinin kurla muadil biçimde artmadığının altını çizen Murat Berkel, “Biz kurun artmasını istemiyoruz. Zira kur arttıkça maliyetlerimiz artıyor. Artırım yapmak zorunda kalıyoruz. Kurdaki süratli değişimden dolayı avro bazında sattığımız araç gelene kadar kur çıkıyor. Ortadaki ziyanı nasıl kapatacağız? Mecburen artışa gidiyoruz. Kardan feragat ettiğimiz epeyce devir oldu. Evvelki sene ÖTV’de değişimden kaynaklı talep artışından dolayı fazla sipariş verdik. Apansız ÖTV yeniden yükseldi. 4 ay ziyan ettik. Biz kurdaki her değişimde kar etmeye çalışmıyoruz. Gelen malı yerine koymaya çalışıyoruz” biçiminde konuştu.